İstanbul Üniversitesi yüksek lisans yolculuğunu bitirmiş, iş hayatında İnsan Kaynakları, hayatının yarısı yolculuk olan, yazmayı, seyahat etmeyi, müziği, yemeği seven bir de etrafındaki güzel insanlarla huzurlu bir hayatı yeğleyen, zamane olamayacak kadar geçmiş yaşıyla ancak hâlâ seksek oynayacak kadar çocuk ruhuyla, hayatın ona getireceği güzelliklerin geleceğine inanıp çabalayan,hepsinden öte kısacası iyi bir insan olmaya çabalayan evrendeki milyonlarca noktadan biri.
Bu Blogda Ara
Farkındayım - farkındasın - farkında mıyız? ✨
Öncelikle bu yazıda yaklaşık 70 yazımda olduğu gibi yapay zeka desteği alınmamış %100 insan eseridir. Bu sebeple doğalı okuduğunuzu bilerek içerikten çok içimden dökülene odaklanabilirsiniz.
Fizik tedavi de son haftamda akşam dönüşte 'Yazmalısın Aslı' ruhu ile yazının zihnimde beliren şarkısını ekliyorum. Kendisini çok severim. En son İstanbul konserinde dinleyebilmiş olmanın keyfiyle yazımın şarkısı onun olsun istedim. Özellikle nakarat;
"Cause everyone has a heart
and every heart has a separate shadow.
Every shadow will crave to come clean"
Yani çevirisiyle; “Çünkü herkesin bir kalbi vardır ve her kalbin ayrı bir gölgesi vardır. Her gölge de arınmayı arzulayacaktır.” Diyeceksiniz ki ne çağrıştırdı ki bu şarkı sana farkındalık konulu yazın için? Kalbin gölgesi, görmeyi engelleyen bölge gibi. Bakıp da göremediğimiz her şey gölgede kalıyor. O sırada yolda akşam dönerken gölgeme bakıyordum. Arındığımı ve farkındalığımın 30'lu yaşlarımda ne kadar arttığını düşünüp farkındasızlıklarıma atıfta bulunmak ve belki sizin de varsa farkedemediklerinizi düşündürmek istedim.
Neyse kafiyeyi bırakıp biraz gerçeklerden bahsedelim. 20'li yaşlarımda da optimist Aslıhan'dım; çevremdekilerin farkındaydım. Ancak bazen farketmek yetmez; iyi insanların zırhları gölgesiz kalpleridir. Kötü olanla karşılaşmak, gölgeleşmeye başlayan kalpteki bölgeler ile bakmaya sebep olabilir. Yanılsadığınız bir düş içine düşebilirsiniz. Körleşme, hissizleşme, farketse de kendisine zarar vereceğini sandığı için farkında değilmiş gibi davranmalar...
Aman ben beyazım o siyah bulaşma, dokunma, konuşma, görme (En tehlikelisi "Kötüyü görme, odaklanma") bu iyi insanların yetişirken ailelerinin de mottosudur. "Sen iyiysen herkes iyidir yavrum." "İyiye odaklan" "İyi düşün iyi olsun" ve türevleri. Ben hep iyicil cümlelerle yetiştim.
Şimdi biraz sana tanıdık geldiyse bu hikaye bakalım; bunun neresi bizi gölgede bırakabilir? Hani o içinden bir ses gelir de sen yok ya o insan öyle değildir, o olayın hayrı vardır, yok o öyle yapmamıştır, ama o sever beni o kadar ileri gitmemiştir, o kadar da değildir... İyiye odaklanmak iyiyi getirecek sanırken farkındalığının sesini susturursan, seni saf yerine koymaya çalışacak insanlarla çeperlenecek çevre, bir süre sonra hayatına yapaylık katacaktır.
O halde ilişkilerimizde (ebeveyn, sevgili, eş, patron, kardeş, iş arkadaşları, yakın arkadaşlar gibi her türlü çevre) farkındalıkla bakalım. Kendi gözünüz de yetecek, başkasının gözlüklerine de ihtiyacınız yok.
İyiyi ve kötüyü farketmek için deneyimlerde önemli elbette. Çocukken pırıl pırıl bir çevrede, tek rekabetiniz seksek oyunundayken tabii ki büyümenin de getirileri oluyor.
Geçenlerde bir arkadaşım geçmişimden bir haber paylaştı. Gerçekleri gören, farkındalığı artan Aslıhan için artık o kadar heyecansız, haber değeri olmayan bir bilgiydi ki. Dedim ki: Bunu hissetmiştim, zaten böyle olacağını biliyordum. Peki neden bu kadar farkında olduğum bir hikayeye sonunu bilerek başlamayı seçtim? Görmek yerine bakmaya beni razı eden neydi? Belki de hayat tüm bunları görmem için baktığım her yerde görmek istemeyeceğim şeyleri ekledi.
Sağlıklı ilişkiler ve iletişimler içinde kalmayı tercih eden Aslıhan'ın önce kendisini farketmesi gerekiyordu. Farkına vardığı anda hikayesi güzelleşmeye başladı. Kendinizi farkettiğiniz anda orkestra da müzikte, gözlerinizdeki ışıkta değişiyor.💪
Hikayeniz ne olursa olsun önce kendinizin farkına varın.❤️ Önce kendiniz; özünüz, gücünüz, potansiyeliniz, sezileriniz, hissettikleriniz... Kendinizin farkında olduktan sonra sizin farkınıza varamayan herkes ile mesafeniz belirginleşip, koruma kalkanıyla çevreleniyorsunuz. Zarar veremeyecek, beyaza siyah karıştıramayacaklar. İyiye kötü ekleyemedikleri gibi sizden beslenemeyecekler. Aslında tüm mesele kendinizin farkında olmakta. Sonra çevrenizin farkında olduğunuzda; "Ya bu insanla ilgili bunu hissediyorum, bu olay benim hayrıma değil" vb. gibi düşünceleri savuşturmayacaksınız. Her şeye iyi yerden bakma çabasına girmenize gerek kalmayacak. Görmezden gelmek yerine tam tersi görüp, bilmek size ve yaşamınıza iyi gelecek.
Bu akşam uykuya dalmadan önce aslında farkında olup görüpte baktığınız, görmezden geldiğiniz her şeyi düşünüp, kendinizin ve durumun farkına varın. Yarın çok daha parlak, çok daha ışık içerecek. Unutmayın, gölgeler karanlığın da ışığıdır. Farkettiğinizde şarkıda dediği gibi onlarda arınacaktır...
32 sene. Dile kolay ve her sene için biriktirdiğim şükür sebeplerim var. Bu yıl yeni yaşın arefesinde yine özlediğim abimle kavuşmayı İsviçre’de başlatıp, Eylül’ü kapatırken akrabalarla düğün buluşması Almanya ve yeni yaşın ilk gününe planlanan Londra seyahati. Kendime verebileceğim en güzel hediye hep deneyimler oldu hayatım boyunca. Durmayı sevemedim, hareket hiç eksilmesin diledim sağlık oldukça 🙏 İyi bir insan olma gayemi farklı deneyimlerle buluşturuyorum. Geçen yıl doğum günümü Paris’te geçirirken aşk dilemiştim, elbet artık birinin varlığı ama ötesinde gördüğüm her şey de aşk, tıpkı Paris’te hissettiğim özel anlar gibi. Bu dileğim 2024’te yerini buldu diye hissediyorum. 😊 Şimdi Londra dileğimi düşününce; hayatımın; mental, ilişkisel, kariyer ve vizyonu en güçlü ve farkındalıklı yolculuğunu diliyorum. Londra'ya gelecek olursak nefisti. Huzurlu bir Ekim ayı kattı bana. Bolca tavsiyeler çıktı hem gastronomik hem turistik. Bunları ayrı bir yazımda sizlerle paylaşacağım, ...
Herkesin öğrenme motivasyonu elbette farklıdır. Kimi için bu motivasyon içsel bir keşif süreci, kimi için dışsal beklentiler ya da sosyal bağlardır. Bazıları yalnızca merak ettiği için öğrenir, bazıları bir amaç uğruna... Benim içinse bu tek bir kategoriyle sınırlanamayacak kadar çok katmanlı. Ama galiba en baskın olanı “anlam arayışı” - içten gelen, derin bir keşfetme isteği. Bazen annemin göbek bağımı üniversiteye gömdüğünden şüphe ederim. :) Yeni şeyler öğrenmeye, yeni şeyler denemeye olan merakım; yaş aldıkça azalmadı, aksine arttı. Yaşla birebir paralel ilerlemeyen bu yolculukta eminim benden çok daha meraklı, iştahlı olanlarınız da var. Derinleşmeyi savunup, tek bir uzmanlık alanında ilerlemenin doğru olduğunu düşünenler de. Ben “herkesin doğrusu kendine” diyenlerdenim. Size bir reçete veremem; "doğru malzemeler şunlardır" diyemem, çünkü bana göre herkes biricik ve herkesin formülü de kendine özgü. Ama biliyorum ki, mesleğim gereği tanıdığım ve tanıştığım pek çok ge...
Türk-İtalyan senarist yönetmen olan Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı bir filmi Türk-İtalyan senarist yönetmen olan Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı bir filmi La Finestra Di Fronte yani Türkçe adıyla Karşı Pencere. Benimde zaman zaman müzik çalarımda Gocce Di Memoria'nın çalmasıyla aklıma gelir. Sezen Aksu’nun büyüleyici sesiyle başlayan film kapanışında ise Georgia’nın seslendirdiği çok başarılı bir şarkı Gocce Di Memoria’yı kazandırmıştı hayatlarımıza. En azından benim hayatıma.Tango sahnesinde Historia de un amor ise başka bir şaheserdi notaların dile gelmesinin hikayesiyle... Bu film, karşı pencereden aşka bakmayı anlatır. Giovanna karakteri ve yasak aşkı. Karşı çıkarız kabul etmeyiz. Ama aşktır ya da ilgisizliğin ilgi arayışıdır. Başrol oyuncusuna kızarız yaptığının yanlış olduğunu düşünerek. Filmi izledikçe de sanki biraz daha anlamaya başlarız onu. İlgi duyduğu komşusu ileyken bu kez de kendisine, evine, çocuklarına karşı pencereden bakması artık hikayeyi ba...
Yorumlar
Yorum Gönder