Tabi yer Gaziantep olunca, o şehri tanımak bir yana dursun yemeklerinin farkına varmak temamız, bizi asıl heyecanlandıran olgu buydu. Yazıma başlamadan önce Gaziantep'te bulunan arkadaşım Hazal'a da tavsiyeler konusunda desteğinden dolayı teşekkür ederim:)
Kısıtlı zamanımız ve bilmediğimiz bir şehri keşfetme amacımız vardı. Hadi başlayalım o zaman keşfe.
Havaalanına sakin bir yolculuk sonrası indiğimizde şehre ulaşabilmek için turuncu otobüse bindik. (Kişi başı 6 TL(kart bedeli)) Yalnız bir uyarıda bulunmalıyım. Otobüse, tramvaya binerken muhakkak Kart 27 alın ve doldurarak kullanın. Emine Göğüş Müzesi, Gaziantep kent müzesi, Gaziantep kalesi gibi pek çok yeri gezerken kullanabilirsiniz. Zira almazsanız tek gidişlik kartlar(Bedeli: 2.75 TL) daha maliyetli olacaktır.
Ama diyelim ki ne tek kullanımlık bilet, ne de kart almadan bindiniz. Otobüs şoförü sizi bayilerde indirip, temin etme imkanını verecektir.
İnsanlar çok misafirperverler. Kimle tanışıp, konuştuysak evine yemeğe buyur etti. Ancak bir yol tarifi alma maceralarımız var ki evlere şenlik:) Çünkü halk çok misafirperver ama sizin bilmediğinizi düşünerek bir yol tarifi yapmayabiliyor. Bu yüzden komik bir gidilecek yer arayışının içinde bulabilirsiniz kendinizi.
Şehrin iki yüzü var. Bir yüzü yeni evler ve sakin,temiz sokaklar-ki kaldığımız yer çevresi bu şekildeydi bir yüzü tarihi dar ara sokaklı benim asıl Gaziantep'i hissettiğim taş evleri.Hele o ara sokaklarda çocuklar cıvıl cıvıl.Yolumuzu uzatıp iyi ki oralardan geçmişiz dedim.Sizde yolunuz düşerse çarşıya ya da kaleye gitmek için ara sokaklarda kaybolun derim:)
Gaziantep'in genel yüzü sayılmasa da şehirleşmenin henüz yaygın olmadığı, bize yine bir yol macerası yaşatan Zeugma mozaik müzesine yaya olarak gidip, pek çok detayla karşılaştığımız aşağıda ki manzara da başka bir boyut. Tıpkı İstanbul gibi her türlü dokuyu barındırıyor Gaziantep.
Gelelim ilk gün çarşı pazar gezmelerimize. Çarşılar birbirleriyle nizami, iç içe ve cıvıl cıvıl.
- Bakırcılar Çarşısı: Seçmek zor olsa da buralara gelmişken en azından bir bakır cezve almak istersiniz hele ki o el emeğini düşününce bir de pazarlık payı olunca biz epey zorlanmıştık baştan söyleyim. (Fiyatlar, ürün boyutu ve pazarlık durumunuza göre(e işletme mezunu olmanın avantajlarını kullanıyoruz diyelim:)) değişiklik gösterse de 10 TL-40 TL arasında kaliteli bir bakır cezve alabilirsiniz. Ayrıca tarihi Antep kurabiyesinin tahta kaşıklarını, bakır sahanları, fincanları,tepsileri ve pek çok güzel ürünü bulabilirsiniz. Hatta nasıl zahmetli olduğunu çok eski bir bakır dükkanına girip, yapımına şahit olarak öğrenebilirsiniz.
-Elmacı(Almacı) Pazarı: Benim çarşıda ki favori mekanlarımdan biriydi diyebilirim.Baharatlarından, kuruyemişine,kuru patlıcanından, sumak ekşisine, kurutulmuş meyvesinden ev yapımı doğal salçalarına herşey burda. İkramın böylesini başka bir yerde görür müsünüz bilmem(karnınızı doyuracağınız derece:)), paranızın yüklüce bir miktarını burada seve seve harcayacağınızı ve bu ürünlerin internetten de siparişle temin edeceğinizi söyleyebilirim.(Bunu ister istemez yapmak isteyeceksiniz.) Geri kalan şölene yaşayarak tanık olun.
-Tarihi zincirli bedesten: İstanbul kapalı çarşısı olmasa da küçük,sevimli ve hediyelik eşyalarla dönebileceğiniz bir yer. Ayrıca geçtiğimiz günlerde Zeugma müzesinde Dilek Hanif defilesi de olan tarihi kutnu kumaşını da burada bulabilirsiniz.
Ayrıca tütüncüler çarşısı, ve pek çok şirin hanı da bulabilirsiniz. Bir de yol üzerinde ki sayıca fazla hamamlarda dikkatinizi çekecektir:)
-Tahmis Kahvecisi (Menengiç kahvesi- Zahter çayı)
Bence Gaziantep'e özgü bu tada ilk başta yabancı gelecekseniz de eve de alıyım diyip, içmeye devam ederseniz bu çok şeye faydalı kahveyi seveceksiniz. Böyle tarihi ve kalabalık bir mekanda menengiç kahvesi(yabani fıstıktan yapılan kıvamı macun gibi olan) içmeden dönmeyin. Zahter çayıysa çok yedim, midem ağrıdıcılara tavsiye bizim oralarda dağ kekiği denen bitkinin çayıdır.
Gelelim yemeklere. Beğeni sırama göre gitmeyeceğim. Yemek yeme sıramıza göre yazacağım ancak siz hangilerini daha çok beğendiğimi yazıda ki detaydan anlayacaksınızdır:)
-Çulçuoğlu Et Lokantası:
İlk yemeği burada yedik aslında biraz rastlantı ve esnaf tavsiyesi üzerine. Ben beğendim yörenin kendine has tadı çorbasından simit kebabına ve kuşbaşı etine kadar var. Bence etler başarılıydı. Ki zaten yerli halkın önerisi kötü olabilir mi sizce?:) Tavsiye edilir. ( Çorba, cacık, çay, salata yan ürünler ikram olup karışık kebap(seçeceğiniz 2 tanesi) 24 TL'dir. Çok güzel doyarsınız. Benim burdaki favorim lokum gibi kuşbaşısıdır.
-İmam Çağdaş:
Çulcuoğlundan kalkıp İmam Çağdaş'a gidecek kadar cesurduk:) Ki bence böyle yerlere geliyorsanız bütün tavsiyelere kulak vermelisiniz. Tatlıya yer ayırmıştık zaten:) Lahmacunda ekürisi oldu. Bence baklavalar anlatıldığı kadar başarılıydı lahmacun için bir şey diyemeceğim. Antep'te güzel yemek yiyememek zor zaten:)
Detaylı bilgi için: http://www.imamcagdas.com/
Yemeklerden gidiyoruz diye son gün maceramızdan bahsederek yemek kapanışımızı Kasap Halil Usta et lokantasıyla yapacağım.
-Kasap Halil Usta Et Lokantası
Zeugma mozaik müzesinden sonra(Pazar günü) Halil Usta'nın kapalı olmasını öğrenmemizle benim hayal kırıklığımı tahmin edemezsiniz. O ki duyumlarıma göre Türkiye'nin en iyi kebapçısı olarak geçen yere gidemeyecektik. Ama bunun yaşadığımız en güzel tesadüf olduğuna inanıyorum ki taksiye atlayıp, karnımız çok aç, taksicinin bir kebapçıya götürmesini isteyerek ama mutsuz bir şekilde yol aldıktan sonra gitmeyi düşündüğümüz yerin yakının da Şahinbey'de o da ne Halil Usta'nın yeni yeri. O an mutluluğumuzun tarifi yoktur. Gidin yiyin derim efenim. Fazla söze gerek yoktur bence. Yediğim en güzel lahmacunda, lezzetli kebapta, tatlının baymayanı peynirli, fıstıklı pidede geçer nottur denilenler kadar. Vedat Milör'e de saygılar:)
Detaylı bilgi için: http://www.kasaphalilusta.com.tr/
-Çelebioğulları Kuruyemiş/ Çelebioğulları Baklava
Detaylı bilgi için: http://www.celebiogullari.com.tr/
-Vee Koçak Baklava*
Allah'ım sana geliyorum'lu cümleler kurdurtabilir. Fazla yorum yapamayacağım zira biz İstanbul'dan sipariş vermeyi düşünengillerdeniz ısrarla değil muhakkak yiyin, alın herkesi mutlu edin!..
Bunların dışında Güllüoğlu, Zeki İnal, katmercileri, tatlıcıları hepsi güzel hangisini yerseniz yiyin. Ben favorilerimizi özellikle finalde belirttiğimi yıldızlı olarak işaretleyerek sundum tercih sizin.
Detaylı bilgi ve sipariş için: http://www.kocakbaklava.com.tr/
Not: Katmerci Zekeriya usta içimde uktedir. Orası da yine tavsiye dahilindedir.
MÜZELER
Gaziantep Kalesi
Sadece yemek mi tam bir müze cenneti burası. Kaleden başlayalım o halde gelin. Kale tadilatta ancak kale içindeki savaş müzesi açık ve muhakkak bu büyüleyici Gaziantep tarihini bir nebzede olsun anlamak için muhakkak görmelisiniz.
Açken gitmeyin uyarımla başlayım. Bu zengin mutfakla ilgili pek çok şey öğreneceksiniz hatta şaşıracaksınız.(Giriş 50 kr)
Meyveden yemek olmaz demeyin.Kayısıdan yapılan Çir aşı, erik tavası, özbek pilavı,şiveydiz,omaç, börk aşı, elma tavası daha ne yöresel yemeklerin tarihi var.
Ve finali Zeugma Müzesi ile yapalım. Ama Dünyanın en büyük 4. hayvanat bahçesine bizim zamanımız kalmadıysada siz gidin. Bunun dışında oyuncak müzesi, cam müzesi gibi daha pek çok müzesini ziyaret edebilirsiniz. Hayvanat bahçesine tramvay ile ulaşabilirsiniz:)
ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ
Bence buraya geldiyseniz muhakkak görmelisiniz. Burayı anlatmıyorum zira görünce etkisi artan müzelerden.Müze kart ve İş Bankası Maximum kart girişi ücretsiz. (Kartsız giriş 10 TL)
Not: Havaalanında bir restoran var oranında yemekleri gayet güzel. Üstelik Güllüoğlu'nun havaalanında da olması aklınızda bulunsun.
Ve daha pek çok yemek, gidilecek yer için şehirde bir araçla gezinirseniz daha verim alabilirsiniz. Aklımda kalanlarıyla, gördüklerimle medeniyetin beşiği, yemeklerin atası Gaziantep biliyorum bir daha görüşeceğiz!
Umarım faydası olur. Herkese mutlu seyahatlar. :)
Yorumlar
Yorum Gönder