Ana içeriğe atla

İyi ki doğdum, İyi ki doğduk

Geçen yıl yeni yaşımda hayatımda ki insanlara yazdığım bir yazım vardı aşağıda yer alıyor.


Bu yıl uzun süredir blogda ara verdiğim (Defterler hariç..) güzel yazma eylemime yine bir yeni yaşta hatıra bırakmak istedim.

Bu yıl da en az geçen yıl kadar hatta belki ondan daha çok mutlu ve umutluydum. Değişen, dönüşen pek çok şey; duygularım, yaşadıklarım, ailem, arkadaşlıklarım,  iş hayatım, bakış açım... Kısacası hikayem, hikayeme giren insanlar bu yılda bir yazıyı hak etti.




Geçen yıl "Bir hikayede kesiştik seninle ve sen benim hikayeme renk kattın belki farkında, belki farkında olmadan. Değer verdin, büyüttün, öğrettin, bazen acı verse de çoğunlukla hatırımda tutacağım tatlı bir anının parçası oldun. Çünkü kalbim ve beynim seni hatıraların güzel yerlerinde tutmaya niyetlidir."
demiştim ya size yine aynı şeylerden bahsetmeyeceğim bunu biliyorsunuz zaten.






Ama yürümeyi öğrenen bu kızın bazen koşmaya ihtiyacı vardı, yürüyemediğimde değnek, destek oldun, bazense düştüğümde kalkmama yardımcı olamadın belki ama mutlu olduğumda yanımda, mutsuz olduğumdaysa arkamda durdun...

Kararsızdım çoğu kez. Tek bir konuda kararlıydım yanımda ol istiyorsam yanımda tuttum seni. Yanımda olamıyorsan da aklımda... Kendim, sınırlarım değilse de hala keşfedeceğim pek çok parçamın farkındayım.

Yeni yaşım, yeni kararlar, yeni heyecanlar, yeni mutluluklar ama önceden de olup hep var olanlarla karşılanası. Sen, siz iyi ki doğdunuz! Hepinize beni hatırlayan, hatırlatan bir parçayla selamladığınız ve bu hikayeyi anlamlı kıldığınız için sevgiyle...

Bu yazıda da geçen yıl olduğu gibi keşke anlamı bulabileceğiniz hiçbir yerde "keşke" kullanmadım. İyi ki dediğim hiç bir şeyde keşke kullanmamayı  dilemeye devam ediyorum yeni yaşlarımdan...

Tabi pek çok dilek varsa da en önemlisi ruhsal dengede, düşsel zirvede, sağlıklı bir bünyede, keşiflerle dolu, umutlu bir yolculuk hayaliyle var olmak...
Nice hikayelere [​IMG]

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İyi ki doğdum / Versiyon 32 - Londra 🎊

32 sene. Dile kolay ve her sene için biriktirdiğim şükür sebeplerim var. Bu yıl yeni yaşın arefesinde yine özlediğim abimle kavuşmayı İsviçre’de başlatıp, Eylül’ü kapatırken akrabalarla düğün buluşması Almanya ve yeni yaşın ilk gününe planlanan Londra seyahati. Kendime verebileceğim en güzel hediye hep deneyimler oldu hayatım boyunca. Durmayı sevemedim, hareket hiç eksilmesin diledim sağlık oldukça 🙏 İyi bir insan olma gayemi farklı deneyimlerle buluşturuyorum. Geçen yıl doğum günümü Paris’te geçirirken aşk dilemiştim, elbet artık birinin varlığı ama ötesinde gördüğüm her şey de aşk, tıpkı Paris’te hissettiğim özel anlar gibi. Bu dileğim 2024’te yerini buldu diye hissediyorum. 😊 Şimdi Londra dileğimi düşününce; hayatımın; mental, ilişkisel, kariyer ve vizyonu en güçlü ve farkındalıklı yolculuğunu diliyorum.  Londra'ya gelecek olursak nefisti. Huzurlu bir Ekim ayı kattı bana. Bolca tavsiyeler çıktı hem gastronomik hem turistik. Bunları ayrı bir yazımda sizlerle paylaşacağım, ...

Hâlâ Öğreniyorum🌿

Herkesin öğrenme motivasyonu elbette farklıdır.  Kimi için bu motivasyon içsel bir keşif süreci, kimi için dışsal beklentiler ya da sosyal bağlardır. Bazıları yalnızca merak ettiği için öğrenir, bazıları bir amaç uğruna... Benim içinse bu tek bir kategoriyle sınırlanamayacak kadar çok katmanlı. Ama galiba en baskın olanı “anlam arayışı” - içten gelen, derin bir keşfetme isteği. Bazen annemin göbek bağımı üniversiteye gömdüğünden şüphe ederim. :) Yeni şeyler öğrenmeye, yeni şeyler denemeye olan merakım; yaş aldıkça azalmadı, aksine arttı. Yaşla birebir paralel ilerlemeyen bu yolculukta eminim benden çok daha meraklı, iştahlı olanlarınız da var. Derinleşmeyi savunup, tek bir uzmanlık alanında ilerlemenin doğru olduğunu düşünenler de. Ben “herkesin doğrusu kendine” diyenlerdenim. Size bir reçete veremem; "doğru malzemeler şunlardır" diyemem, çünkü bana göre herkes biricik ve herkesin formülü de kendine özgü. Ama biliyorum ki, mesleğim gereği tanıdığım ve tanıştığım pek çok ge...

La Finestra Di Fronte(Karşı Pencere)

Türk-İtalyan senarist yönetmen olan Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı bir filmi  Türk-İtalyan senarist yönetmen olan Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı bir filmi La Finestra Di Fronte yani Türkçe adıyla Karşı Pencere. Benimde zaman zaman müzik çalarımda Gocce Di Memoria'nın çalmasıyla  aklıma gelir. Sezen Aksu’nun büyüleyici sesiyle başlayan film kapanışında ise Georgia’nın seslendirdiği çok başarılı bir şarkı Gocce Di Memoria’yı kazandırmıştı hayatlarımıza. En azından benim hayatıma.Tango sahnesinde Historia de un amor ise başka bir şaheserdi notaların dile gelmesinin hikayesiyle... Bu film, karşı pencereden aşka bakmayı anlatır. Giovanna karakteri ve yasak aşkı. Karşı çıkarız kabul etmeyiz. Ama aşktır ya da ilgisizliğin ilgi arayışıdır. Başrol oyuncusuna kızarız yaptığının yanlış olduğunu düşünerek. Filmi izledikçe de sanki biraz daha anlamaya başlarız onu. İlgi duyduğu komşusu ileyken bu kez de kendisine, evine, çocuklarına karşı pencereden bakması artık hikayeyi ba...