Ana içeriğe atla

Hoş geldin Sonbahar!

Çoğu zaman başlangıçlar çoğu zaman da finallere gebe bir mevsim gibi gelir hayatımıza sonbahar. Baharı son kez yaşayacakmışız gibi mesajlar ve anlamlar yükleriz ona. Öyle olunca bir anlamı ve bize getirdiği bir mesajı da olur. Ben bu mevsimde dünyaya geldim. O yüzden tıpkı bu mevsimin havası gibi biraz kendimi kapatmayı, kendimle baş başa kalmayı, melankoliyi severim bazen de beklenmedik bir fırtına da yapraklarımı dökmeyi ve küsmeyi tabi çabuk barışırım zaten bir tarafım ruhumu kışa çevirmeyi sevmez, sadece biraz rüzgarlı yaşamayı sever. Burada ‘rüzgar’ hayatımda ki mücadelelerin imgelemidir aslında.
Fotoğraf: Geçen yıl doğum günü zamanları- Rize/Huser Yaylası                   
Eternity and a Day son sahnesiyle çıktı bugün yine karşıma: Alexandros'un “Yarın ne kadar sürer Anna” ve Anna’nın ona cevabıyla, “Sonsuzluk ve bir gün” dediği o müthiş sahne… Yaşam ve ölümün ne kadar kısa bir andan oluştuğunu ama bir o kadar uzun sürecini hissetmek. Yüksek lisansta iyi ki izlemişim dediğim bir filmdi ve geçmişte yazdığım yazımı okuduysanız anımsarsınız. Blogda da çok uzun zamandır yazmadığımı belki de yine en son bir sonbaharda yazdığımı düşününce Aslı’mın geri dönmesi gerektiğini anladım. Benim mevsimimdi bu; saf, naif ama en güzeli de olduğu gibi geldiğini ve benim için yine mesajlar getirdiğini düşündüren. Mesaj demişken; How i Met Your Mother’ı bitirdim. ‘Aslı yıl olmuş 2019 14 yıl önce bitirmen gerekti.’ dediğinizi duyar gibiysem de sonbaharda sonlandırmayı tercih ederim bazı kurguları o da bu yıla ve bu döneme nasipmiş ne diyelim geç olsa da güzel oldu. J Neyse konumuza dönecek olursak, Ted’in bir sahnede Robin’e (Dikkat burası benim gibi diziye geç kalanlara spoiler’lı bir yer) Robin’in düğününe az zaman kala, yağmurun yağdığı bir anda ve Ted’in evrenin bir şekilde mesaj verdiğine çoğunlukla inandığı dünyasında, Robin’e bakması ve “Belki her şeye bir anlam yüklememize gerek yoktur” demesi.
Anlam yüklemeyi bıraktığımızda anlamını kaybetmeyecektir tabi ki çoğu şey. Yani olmasını istediğimiz şeyler için bir anlam beklemeye gerek yok. Anlamlıysa gerçekleşecektir o bir gün...
İşte böyle bir Eylül akşamı anlamlar ve mesajlar değilse de yazdıklarımı kendime saklamaktan beni vazgeçiren, karşıma çıkan bir içerik oldu. Ben ‘içerik’ sen ‘mesaj’ o ‘anlam’ desin ne fark eder getirdiği yer güzelse gidilir bu yoldan.
Herkese iyi geceler hoş geldin Sonbahar ve hoş bulduk Aslı’m... J

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İyi ki doğdum / Versiyon 32 - Londra 🎊

32 sene. Dile kolay ve her sene için biriktirdiğim şükür sebeplerim var. Bu yıl yeni yaşın arefesinde yine özlediğim abimle kavuşmayı İsviçre’de başlatıp, Eylül’ü kapatırken akrabalarla düğün buluşması Almanya ve yeni yaşın ilk gününe planlanan Londra seyahati. Kendime verebileceğim en güzel hediye hep deneyimler oldu hayatım boyunca. Durmayı sevemedim, hareket hiç eksilmesin diledim sağlık oldukça 🙏 İyi bir insan olma gayemi farklı deneyimlerle buluşturuyorum. Geçen yıl doğum günümü Paris’te geçirirken aşk dilemiştim, elbet artık birinin varlığı ama ötesinde gördüğüm her şey de aşk, tıpkı Paris’te hissettiğim özel anlar gibi. Bu dileğim 2024’te yerini buldu diye hissediyorum. 😊 Şimdi Londra dileğimi düşününce; hayatımın; mental, ilişkisel, kariyer ve vizyonu en güçlü ve farkındalıklı yolculuğunu diliyorum.  Londra'ya gelecek olursak nefisti. Huzurlu bir Ekim ayı kattı bana. Bolca tavsiyeler çıktı hem gastronomik hem turistik. Bunları ayrı bir yazımda sizlerle paylaşacağım, ...

Hâlâ Öğreniyorum🌿

Herkesin öğrenme motivasyonu elbette farklıdır.  Kimi için bu motivasyon içsel bir keşif süreci, kimi için dışsal beklentiler ya da sosyal bağlardır. Bazıları yalnızca merak ettiği için öğrenir, bazıları bir amaç uğruna... Benim içinse bu tek bir kategoriyle sınırlanamayacak kadar çok katmanlı. Ama galiba en baskın olanı “anlam arayışı” - içten gelen, derin bir keşfetme isteği. Bazen annemin göbek bağımı üniversiteye gömdüğünden şüphe ederim. :) Yeni şeyler öğrenmeye, yeni şeyler denemeye olan merakım; yaş aldıkça azalmadı, aksine arttı. Yaşla birebir paralel ilerlemeyen bu yolculukta eminim benden çok daha meraklı, iştahlı olanlarınız da var. Derinleşmeyi savunup, tek bir uzmanlık alanında ilerlemenin doğru olduğunu düşünenler de. Ben “herkesin doğrusu kendine” diyenlerdenim. Size bir reçete veremem; "doğru malzemeler şunlardır" diyemem, çünkü bana göre herkes biricik ve herkesin formülü de kendine özgü. Ama biliyorum ki, mesleğim gereği tanıdığım ve tanıştığım pek çok ge...

La Finestra Di Fronte(Karşı Pencere)

Türk-İtalyan senarist yönetmen olan Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı bir filmi  Türk-İtalyan senarist yönetmen olan Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı bir filmi La Finestra Di Fronte yani Türkçe adıyla Karşı Pencere. Benimde zaman zaman müzik çalarımda Gocce Di Memoria'nın çalmasıyla  aklıma gelir. Sezen Aksu’nun büyüleyici sesiyle başlayan film kapanışında ise Georgia’nın seslendirdiği çok başarılı bir şarkı Gocce Di Memoria’yı kazandırmıştı hayatlarımıza. En azından benim hayatıma.Tango sahnesinde Historia de un amor ise başka bir şaheserdi notaların dile gelmesinin hikayesiyle... Bu film, karşı pencereden aşka bakmayı anlatır. Giovanna karakteri ve yasak aşkı. Karşı çıkarız kabul etmeyiz. Ama aşktır ya da ilgisizliğin ilgi arayışıdır. Başrol oyuncusuna kızarız yaptığının yanlış olduğunu düşünerek. Filmi izledikçe de sanki biraz daha anlamaya başlarız onu. İlgi duyduğu komşusu ileyken bu kez de kendisine, evine, çocuklarına karşı pencereden bakması artık hikayeyi ba...