Ana içeriğe atla

Ay tutulması ve uykusuz Aslı'mız

Bu gece uzun, uykusuz, bol düşünceli, düşünmekten kaybolmalı, kaybolurken kendini sorgulamalı, ayın karanlığında ışığını aramalı, dönmeli içe, dönüşmeli içteki saklı güce...

Böyle astrolojik günlerden mi bilmem fakat genelde dolunay zamanları uyku bir türlü tutmaz, bir sanat dalına tutunmalı, şarkılara, sözlere aslında en çok yazmalara sarılarak günü atlatmaya çalışırım. Hepimizin aslı'na dokunmak için sığındığı güzel zamanlar gibi...

Sorgulamalar yaşadıklarımızı, gücümüzü, kendimize keşfimizi, bu evrendeki varlığımızı, hayallerimizi, neyi istediğimizi, neyi beklediğimizi, hak ettiklerimizi derken diğer tarafta zıddıyla kaim oluşturacak güçsüzlüklerimizi, kaybolmalarımızı, haksızlığa uğramalarımızı, neyi umarken neyi bulmalarımıza dokunuş.

Evet öze iniyoruz yolculuğa hazır mısınız? Çünkü en çok kendinizle baş başa kalıp düşüncelere gark olduğunuzda özdeki korku açığa çıkar ve o korkuyla yüzleşip, bağışlayamadığınız tüm geçmişi bağışlayıp aydınlığa kavuşmayı bekler öz. Her ne kadar geçmişimle barışığım diyenlerden olsam da derinlerde bir yerlerde kendimize, yaşadıklarımıza kızdığımız, öfkemizi tuttuğumuz, görmezden geldiğimiz kabuklar var. Aslında insan bir bakıma iyileştirdiği her şeyiyle güzel zaten yarayla alay eder yaralanmamış olan demiş Sheakspeare, ki haklı. 

Öze inerken bizi rahatsız eden düşünceleri, uykusuz bırakan korkuları, kaygıları, sorunları ele almak mühim. Gece saat 2'den sonra bir karar vermeyin demiş bilenler fakat bence verilebilecek en güzel karar yazmak. 

Özünüzle yüzleştiniz, soruları sordunuz sıra geldi cevaplara burada elbette kendinize dürüst olmalı fakat iyileştirici gücünüze de inanmalısınız, bunca zamandır bunca bölümü başarıyla geçtiyseniz içinizdeki sevgi, iyileştirici güç, ışığın karanlıktan üstün olduğuna inancınız, uykusuz geceleri huzurlu gecelere çevirecektir bu yüzden inanmaktan vazgeçmemek gerek. Sonunda tüm karamsar giriş, gelişme içeriklerime rağmen bilirsiniz hikayeyi hep umutlu bir finale bağlarım. Aslı'm biraz da aslımız inanmak istemez mi güzelin ve doğrunun bizi tüm kötülüğün, karanlığın içinde bulup mutlu bir finale kavuşturacağına.

Bu böyle uzar gider, güneş doğarken uyanık olmalıyız. Karanlığa selam veren güzel kalpler güneşi görmeyi hak eder.

İçinizdeki sevgiyle iyi ve güzel kalın!..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İyi ki doğdum / Versiyon 32 - Londra 🎊

32 sene. Dile kolay ve her sene için biriktirdiğim şükür sebeplerim var. Bu yıl yeni yaşın arefesinde yine özlediğim abimle kavuşmayı İsviçre’de başlatıp, Eylül’ü kapatırken akrabalarla düğün buluşması Almanya ve yeni yaşın ilk gününe planlanan Londra seyahati. Kendime verebileceğim en güzel hediye hep deneyimler oldu hayatım boyunca. Durmayı sevemedim, hareket hiç eksilmesin diledim sağlık oldukça 🙏 İyi bir insan olma gayemi farklı deneyimlerle buluşturuyorum. Geçen yıl doğum günümü Paris’te geçirirken aşk dilemiştim, elbet artık birinin varlığı ama ötesinde gördüğüm her şey de aşk, tıpkı Paris’te hissettiğim özel anlar gibi. Bu dileğim 2024’te yerini buldu diye hissediyorum. 😊 Şimdi Londra dileğimi düşününce; hayatımın; mental, ilişkisel, kariyer ve vizyonu en güçlü ve farkındalıklı yolculuğunu diliyorum.  Londra'ya gelecek olursak nefisti. Huzurlu bir Ekim ayı kattı bana. Bolca tavsiyeler çıktı hem gastronomik hem turistik. Bunları ayrı bir yazımda sizlerle paylaşacağım, ...

Hâlâ Öğreniyorum🌿

Herkesin öğrenme motivasyonu elbette farklıdır.  Kimi için bu motivasyon içsel bir keşif süreci, kimi için dışsal beklentiler ya da sosyal bağlardır. Bazıları yalnızca merak ettiği için öğrenir, bazıları bir amaç uğruna... Benim içinse bu tek bir kategoriyle sınırlanamayacak kadar çok katmanlı. Ama galiba en baskın olanı “anlam arayışı” - içten gelen, derin bir keşfetme isteği. Bazen annemin göbek bağımı üniversiteye gömdüğünden şüphe ederim. :) Yeni şeyler öğrenmeye, yeni şeyler denemeye olan merakım; yaş aldıkça azalmadı, aksine arttı. Yaşla birebir paralel ilerlemeyen bu yolculukta eminim benden çok daha meraklı, iştahlı olanlarınız da var. Derinleşmeyi savunup, tek bir uzmanlık alanında ilerlemenin doğru olduğunu düşünenler de. Ben “herkesin doğrusu kendine” diyenlerdenim. Size bir reçete veremem; "doğru malzemeler şunlardır" diyemem, çünkü bana göre herkes biricik ve herkesin formülü de kendine özgü. Ama biliyorum ki, mesleğim gereği tanıdığım ve tanıştığım pek çok ge...

La Finestra Di Fronte(Karşı Pencere)

Türk-İtalyan senarist yönetmen olan Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı bir filmi  Türk-İtalyan senarist yönetmen olan Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı bir filmi La Finestra Di Fronte yani Türkçe adıyla Karşı Pencere. Benimde zaman zaman müzik çalarımda Gocce Di Memoria'nın çalmasıyla  aklıma gelir. Sezen Aksu’nun büyüleyici sesiyle başlayan film kapanışında ise Georgia’nın seslendirdiği çok başarılı bir şarkı Gocce Di Memoria’yı kazandırmıştı hayatlarımıza. En azından benim hayatıma.Tango sahnesinde Historia de un amor ise başka bir şaheserdi notaların dile gelmesinin hikayesiyle... Bu film, karşı pencereden aşka bakmayı anlatır. Giovanna karakteri ve yasak aşkı. Karşı çıkarız kabul etmeyiz. Ama aşktır ya da ilgisizliğin ilgi arayışıdır. Başrol oyuncusuna kızarız yaptığının yanlış olduğunu düşünerek. Filmi izledikçe de sanki biraz daha anlamaya başlarız onu. İlgi duyduğu komşusu ileyken bu kez de kendisine, evine, çocuklarına karşı pencereden bakması artık hikayeyi ba...