Ana içeriğe atla

Döngüler ve dönüşümler

Sevdiğim bir astroloğun konuşmasına denk gelmiştim. (Astrolojiye ilgisi olmayan okuyuculara dipnot konu astroloji değil merak etmeyin :)) Oradan bir anekdot defteri elime alıp, Moda çay bahçesinde mis gibi manzaraya karşı yazmaya sevk etti.

Bahsi geçen konuda; gezegenler tekrar eden döngülerde bazı olguları hayatımıza sunar demişti. Hayat siz yaşadığınız dersi alana kadar belirli periyotlarla o olayı/durumu o döngülerde yaşatır. Örneği de ilişkiler üzerinden vermişti. Hayat geçmişte deneyiminizin kötü olduğu ilişki şeklini yıllar sonra yeniden yaşattığında / yani tekrar kapınızı 'Merhaba ben geldim bakalım bu sefer nasıl davranacaksın?' diye sorduğunda örneğiyle. Biraz düşününce eminim bir yerlerde bu döngüyü kiminiz kırarak yaşamış ve kendi hikayesini yazmışsa da kiminizse aynı tuzağa düşmüş olabilirsiniz.

Bu yazının da her yazımda olduğu gibi bir şarkısı olsun istediğimden aşağıya bırakıyorum:

Tarih tekerrür etse de davranışlarınız tekerrür etmek zorunda değil. Son zamanlarda bunu düşünmeye başladım.
Ha içselleştirebildin mi Aslı derseniz o bazen kaçtığım bir olgu. Burada ne istediğimizi ancak en çokta ne istemediğimizi sorgulamamız gerekiyor. Bir hatırlatma yapmak gerekirse; döngüdeki ilişki örneğini aile, arkadaş, iş, partner vb. her türlü süreçteki davranış akışı için düşünmek gerekir. Eminim aklınıza örnekler gelecektir. :) 
Haydi yüzleşelim ve diyelim yaşamak istemediğimiz olguyla yeniden karşılaştık. Bir yerlerden tanıdık gelmedi ve bu sefer farklı olduğunu düşünerek kendimizi akışa teslim ettik. Bu senaryoda şüpheler bizi uyaracaksa da yaşanacağına inanılan olumlu kanılarla sürekli susturalım olasılıkları. İç sesiniz Olric 'Bu sefer başka' desin ve yine aynı davranış modeliyle ilerleyelim. Sistem/gezegen/yaratıcı artık ne derseniz adına değneği kaldırıp bize bu deneyimin finalinde yine istemediğiniz şeyleri yaşatsın. E hani senaryo/olgu/karakterler/durum farklıydı? Sonunda yine benzer bir deneyim yaşadın?
Hadi sizde bu sorguyu kendi içinizde yapın. Ne yaşamak istemiyorsunuz ve yaşamınızda benzer durumla karşılaşıp nasıl davranmıştınız? Sizi üzen bu durum ve tutumdan uzaklaşırken bir daha aynı durumla karşılaşırsam şöyle davranmam gerektiğini öğrendim diyerek kendinize tekrar edin. Bu hayatta sizden daha değerli bir varlık olmadığını hissederek. Bu basit bir motivasyon konuşması ya da kişisel gelişim olgusu değil. Siz parmak izinizle eşsizsiniz ve yaşadığınız olumsuz deneyimler sonsuza kadar sizinle gitmeyecek tabi siz istediğiniz sürece. 😊
Moda'da yükselen güneşi görüp, parkta oynayan çocukların sesi yükseldiğinde bu hayatın görülmeye ve yaşanmaya değer birikimlerinin yaşayamadığımızı düşündüğümüz deneyimlerle/ haksızlığa uğradığınız olgularla bozulmaması gerektiğini tekrar anımsadım.

Bir çalışanımız 'Aslı sen hep böyle gülümser misin, mutlusun hep.' demişti aynı hafta seyahatimde ne kadar pozitifsiniz diyen bir esnaf gibi çevremdeki çoğu insanın benzer yorumları olsa da bu süreçte üzüldüğüm bir olgu yaşarken pozitif görünebilmek ne eşsizdi. Sonra Aslı'ma teşekkür ettim her negatiflikte sığınılacak o kadar güzel pozitiflikler barındıran bu hayata karışıp içindeki dalgayı tsunamiye çevirmemeyi öğrendiği için.🌸
Hissetmediğiniz şekilde davranın demiyorum elbette her türlü duygu bastırılmadan yaşanmalı. Ancak her yağmurdan sonra gökkuşağı ihtimalini düşünüp yağmuru da sevebilirsiniz burada bahsettiğim. Yağmur yağmazsa güneşin ne önemi kalırdı? 

Kendinize iyi davranın. Her deneyiminiz sizi daha iyi bir versiyona hazırlıyor ve çevrenize de olursa yaşadıklarınızla ilgili söyledikleri için çok takılmayın. Tekrar gibi de olsa sizin yaşadığınız sizin için özel ve güzeldi. Sadece anımsanması gereken aynı kişi/olay/durumla karşılaşırsanız artık ne yaşamak istemediğinizi öğrendiğiniz için sel baskını ihtimali azalacak. Yeniden karşılaştığınızda kişi/olay/durumda siz dönüştüğünüz ve döngüyü kırdığınız için sizi vakti gelmeyen mevsimlere taşıyamayacak.🌞
Sonbahara az kaldı, yazmalarım nihayet artacaktır. Nerede olduğumu biliyorsunuz ihtiyacınız olan her yerde ve içinizdeki sesin aslında beni bulabilirsiniz.
Görüşmek üzere. ♥️

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İyi ki doğdum / Versiyon 32 - Londra 🎊

32 sene. Dile kolay ve her sene için biriktirdiğim şükür sebeplerim var. Bu yıl yeni yaşın arefesinde yine özlediğim abimle kavuşmayı İsviçre’de başlatıp, Eylül’ü kapatırken akrabalarla düğün buluşması Almanya ve yeni yaşın ilk gününe planlanan Londra seyahati. Kendime verebileceğim en güzel hediye hep deneyimler oldu hayatım boyunca. Durmayı sevemedim, hareket hiç eksilmesin diledim sağlık oldukça 🙏 İyi bir insan olma gayemi farklı deneyimlerle buluşturuyorum. Geçen yıl doğum günümü Paris’te geçirirken aşk dilemiştim, elbet artık birinin varlığı ama ötesinde gördüğüm her şey de aşk, tıpkı Paris’te hissettiğim özel anlar gibi. Bu dileğim 2024’te yerini buldu diye hissediyorum. 😊 Şimdi Londra dileğimi düşününce; hayatımın; mental, ilişkisel, kariyer ve vizyonu en güçlü ve farkındalıklı yolculuğunu diliyorum.  Londra'ya gelecek olursak nefisti. Huzurlu bir Ekim ayı kattı bana. Bolca tavsiyeler çıktı hem gastronomik hem turistik. Bunları ayrı bir yazımda sizlerle paylaşacağım, ...

Hâlâ Öğreniyorum🌿

Herkesin öğrenme motivasyonu elbette farklıdır.  Kimi için bu motivasyon içsel bir keşif süreci, kimi için dışsal beklentiler ya da sosyal bağlardır. Bazıları yalnızca merak ettiği için öğrenir, bazıları bir amaç uğruna... Benim içinse bu tek bir kategoriyle sınırlanamayacak kadar çok katmanlı. Ama galiba en baskın olanı “anlam arayışı” - içten gelen, derin bir keşfetme isteği. Bazen annemin göbek bağımı üniversiteye gömdüğünden şüphe ederim. :) Yeni şeyler öğrenmeye, yeni şeyler denemeye olan merakım; yaş aldıkça azalmadı, aksine arttı. Yaşla birebir paralel ilerlemeyen bu yolculukta eminim benden çok daha meraklı, iştahlı olanlarınız da var. Derinleşmeyi savunup, tek bir uzmanlık alanında ilerlemenin doğru olduğunu düşünenler de. Ben “herkesin doğrusu kendine” diyenlerdenim. Size bir reçete veremem; "doğru malzemeler şunlardır" diyemem, çünkü bana göre herkes biricik ve herkesin formülü de kendine özgü. Ama biliyorum ki, mesleğim gereği tanıdığım ve tanıştığım pek çok ge...

La Finestra Di Fronte(Karşı Pencere)

Türk-İtalyan senarist yönetmen olan Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı bir filmi  Türk-İtalyan senarist yönetmen olan Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı bir filmi La Finestra Di Fronte yani Türkçe adıyla Karşı Pencere. Benimde zaman zaman müzik çalarımda Gocce Di Memoria'nın çalmasıyla  aklıma gelir. Sezen Aksu’nun büyüleyici sesiyle başlayan film kapanışında ise Georgia’nın seslendirdiği çok başarılı bir şarkı Gocce Di Memoria’yı kazandırmıştı hayatlarımıza. En azından benim hayatıma.Tango sahnesinde Historia de un amor ise başka bir şaheserdi notaların dile gelmesinin hikayesiyle... Bu film, karşı pencereden aşka bakmayı anlatır. Giovanna karakteri ve yasak aşkı. Karşı çıkarız kabul etmeyiz. Ama aşktır ya da ilgisizliğin ilgi arayışıdır. Başrol oyuncusuna kızarız yaptığının yanlış olduğunu düşünerek. Filmi izledikçe de sanki biraz daha anlamaya başlarız onu. İlgi duyduğu komşusu ileyken bu kez de kendisine, evine, çocuklarına karşı pencereden bakması artık hikayeyi ba...