Ana içeriğe atla

Hep birlikte mutlu yıllara!..

Bugün  22'yi devirdim 23'e merhaba deme günü geldi çattı.Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki yaşlanmadım yaş aldım yine.Akşam Uluslararası Pazarlama dersinden çıktığımda kafamda beliren parçaları birleştirdim.'Yine mi Aslıhan doğum gününde okula gittin.'türevi sözlerinizi duyuyorum.Ama 4.sınıfım ve belkide okulda geçirdiğim son doğum günüm,anlamlıydı yani.Çok şey katmıştı Umuttepe hayatımın anlamlandırdığım kısımlarına ve bugünü paylaşmayı o da haketmişti. İyi ki de gittim!

Neyse Uluslararası Pazarlama diyordum.Konumuz ilişkisel pazarlamaydı.İnsan ilişkilerine de değinmişti hoca.Duygusal bağlılık üzerine konuşurken Umuttepe ile aramızda oluşan şeyi tanımlamıştı.Orada tanıdığım hep kalsın istediğim dostlarım,her gün İstanbul-İzmit yolculuğumda servis dostlarım,değerli hocalarım,hatta alıştığım sevimli kampüs köpekleri,paylaşmak olmuştu Umuttepe.'Of' diyerek gittiğimiz günlerde bile sevgiyi.

Unsurlardan da güven üzerine konuştuk.Ne kadar zor olduğu su götürmez gerçek.Bugün baktım da geceden beri gelen mesajlarda bir şey vardı: Güven.Evet bu mesajlar aslında güvendiğim güzel insanlarla çevrili yaşantım.Güven paylaşmakla ilgili. Hani 'Yemen'dedir yanımdadır.' misali mesafeyle alakalı değil.Bir zamanda,bir yerde yolu kesişen insanların paylaştıkları yıllar geçse de araya mesafeler girse de güvenle sarsılmaz bir temel alıyor bağlar.Bugün bu yüzden belkide en güzel doğum günlerimden biriydi.Çocukluğumdan beri var gelen güzel insanların,güvendiğim insanların varlığı.Hediyeler alıyoruz birbirimize,sevgi sözcükleri ekliyoruz falan bu değil.O bağ,o histi hepsinden öte 'İyi ki varsınız!'dedirten...Birlikte nice mutlu yıllara...

Not:Az önce dostumun Portekiz'den (Erasmustan) hazırladığı doğum günü videosu,Hollanda'da (Erasmustan) dostun konserdeki güzel şarkıları kayıtları son olarak İskoçya'dan abimin skype ile yanımda olması mesafenin olmadığını,paylaşmanın önemini uzakların yakın olduğunu özetleyen örneklerden sadece birkaçı... :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İyi ki doğdum / Versiyon 32 - Londra 🎊

32 sene. Dile kolay ve her sene için biriktirdiğim şükür sebeplerim var. Bu yıl yeni yaşın arefesinde yine özlediğim abimle kavuşmayı İsviçre’de başlatıp, Eylül’ü kapatırken akrabalarla düğün buluşması Almanya ve yeni yaşın ilk gününe planlanan Londra seyahati. Kendime verebileceğim en güzel hediye hep deneyimler oldu hayatım boyunca. Durmayı sevemedim, hareket hiç eksilmesin diledim sağlık oldukça 🙏 İyi bir insan olma gayemi farklı deneyimlerle buluşturuyorum. Geçen yıl doğum günümü Paris’te geçirirken aşk dilemiştim, elbet artık birinin varlığı ama ötesinde gördüğüm her şey de aşk, tıpkı Paris’te hissettiğim özel anlar gibi. Bu dileğim 2024’te yerini buldu diye hissediyorum. 😊 Şimdi Londra dileğimi düşününce; hayatımın; mental, ilişkisel, kariyer ve vizyonu en güçlü ve farkındalıklı yolculuğunu diliyorum.  Londra'ya gelecek olursak nefisti. Huzurlu bir Ekim ayı kattı bana. Bolca tavsiyeler çıktı hem gastronomik hem turistik. Bunları ayrı bir yazımda sizlerle paylaşacağım, ...

Hâlâ Öğreniyorum🌿

Herkesin öğrenme motivasyonu elbette farklıdır.  Kimi için bu motivasyon içsel bir keşif süreci, kimi için dışsal beklentiler ya da sosyal bağlardır. Bazıları yalnızca merak ettiği için öğrenir, bazıları bir amaç uğruna... Benim içinse bu tek bir kategoriyle sınırlanamayacak kadar çok katmanlı. Ama galiba en baskın olanı “anlam arayışı” - içten gelen, derin bir keşfetme isteği. Bazen annemin göbek bağımı üniversiteye gömdüğünden şüphe ederim. :) Yeni şeyler öğrenmeye, yeni şeyler denemeye olan merakım; yaş aldıkça azalmadı, aksine arttı. Yaşla birebir paralel ilerlemeyen bu yolculukta eminim benden çok daha meraklı, iştahlı olanlarınız da var. Derinleşmeyi savunup, tek bir uzmanlık alanında ilerlemenin doğru olduğunu düşünenler de. Ben “herkesin doğrusu kendine” diyenlerdenim. Size bir reçete veremem; "doğru malzemeler şunlardır" diyemem, çünkü bana göre herkes biricik ve herkesin formülü de kendine özgü. Ama biliyorum ki, mesleğim gereği tanıdığım ve tanıştığım pek çok ge...

La Finestra Di Fronte(Karşı Pencere)

Türk-İtalyan senarist yönetmen olan Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı bir filmi  Türk-İtalyan senarist yönetmen olan Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı bir filmi La Finestra Di Fronte yani Türkçe adıyla Karşı Pencere. Benimde zaman zaman müzik çalarımda Gocce Di Memoria'nın çalmasıyla  aklıma gelir. Sezen Aksu’nun büyüleyici sesiyle başlayan film kapanışında ise Georgia’nın seslendirdiği çok başarılı bir şarkı Gocce Di Memoria’yı kazandırmıştı hayatlarımıza. En azından benim hayatıma.Tango sahnesinde Historia de un amor ise başka bir şaheserdi notaların dile gelmesinin hikayesiyle... Bu film, karşı pencereden aşka bakmayı anlatır. Giovanna karakteri ve yasak aşkı. Karşı çıkarız kabul etmeyiz. Ama aşktır ya da ilgisizliğin ilgi arayışıdır. Başrol oyuncusuna kızarız yaptığının yanlış olduğunu düşünerek. Filmi izledikçe de sanki biraz daha anlamaya başlarız onu. İlgi duyduğu komşusu ileyken bu kez de kendisine, evine, çocuklarına karşı pencereden bakması artık hikayeyi ba...