Uzun zaman olmuş bloga yazmayalı,aslında gündelik hayatımızda her gün yazıyoruz da bloga yazılanlar sanki daha bir başka olmalıymış gibi.
'Ya sen de kalkmışsın bu kadar aradan sonra bir konseri mi yazmayı layık buldun,hemde kim ki bu grup?'gibi ön yargılarınızı yerle bir edecek çok uzun zamandır severek dinlediğim en sevdiğim gruplardan diyemeyeceğim çünkü en sevdiğim gruptur, Brazzaville.


E peki onu diğerlerinden farklı kılan ne?
Solisti, David Arthur Brown tam bir İstanbul aşığı öyle ki grubuyla İstanbul'a albüm yapacak kadar.Nitekim sürekli konser vermekteler ev konserleri de dahil İstanbul'da...Belki arada ortak bir aşk var ondan olabilir.Ama yok yok sadece İstanbul değil,gidin sohbet edin yarım yamalakmış İngilizceniz falan filan hiç önemli değil.Bu adam bizden biri.Bu grup 'Barselona'yı İstanbul'la aldatıyor.' gibi hayranlarının söylemi varsa da bence bu grup gittiği her ülkeyi çok rahatlıkla fethedebilir.
Sadece David'mi? Kenny Lyon bas gitarda ve nasıl böyle bir yetenek bu kadar gizli kalır diyorsunuz?Sadece gitar değil,ukulele,melodika çalan Kenny'e, arada takılan David bile konserlerde grup arkadaşının performansını hayranlıkla izliyor.Aslında abuk subuk müzikler yapanlara inat bize özel kalsınlar diyerek bencillik yapasım gelse de paylaşımcı ruhumla onları sevme ihtimali olduğuna inandığım arkadaşlarıma anlatıyorum.Çünkü kaliteli müzik yapanlar kazansın!..
Üst köşede müzik kutum onların İstanbul'a yazdığı şarkı Bosphorus ile başlar merak ederseniz bir tıklama yeterli.Şimdi favori şarkılarımdan liste yapıyım diycem ama bu bildiğiniz mini kitap olur.Çünkü her şarkılarında ayrı bir keyif var.
Son olarak yılan hikayesine dönen konser maceram benim için çok anlamlı ve sonrasında da özeldi.Sonraki konserlere kapı açmış olacak ki 2 saat kesintisiz müzik ve performanslarının tadı damağımda kaldı.E tabi David Arthur Brown'un sahne şovu,sempatikliği 'Canımsın'diyişini Brazzaville severler olarak David'e yakıştırıyoruz.Ona canı gönülden 'Canımızsın':) diyoruz.
Daim olsunlar,hep gelsinler İstanbul'a...
Hayal kahvesine ilk kez gittim bence çok samimi bir yer,Avrupa yakasında oturuyor olsam sürekli uğrardım buraya herhalde :)

Konserden:
Anahtarlarımızla,ellerimizle ritm tutturdu David, çok keyifliydi. Kısa kısa o 2 performans :
'Ya sen de kalkmışsın bu kadar aradan sonra bir konseri mi yazmayı layık buldun,hemde kim ki bu grup?'gibi ön yargılarınızı yerle bir edecek çok uzun zamandır severek dinlediğim en sevdiğim gruplardan diyemeyeceğim çünkü en sevdiğim gruptur, Brazzaville.


E peki onu diğerlerinden farklı kılan ne?
Solisti, David Arthur Brown tam bir İstanbul aşığı öyle ki grubuyla İstanbul'a albüm yapacak kadar.Nitekim sürekli konser vermekteler ev konserleri de dahil İstanbul'da...Belki arada ortak bir aşk var ondan olabilir.Ama yok yok sadece İstanbul değil,gidin sohbet edin yarım yamalakmış İngilizceniz falan filan hiç önemli değil.Bu adam bizden biri.Bu grup 'Barselona'yı İstanbul'la aldatıyor.' gibi hayranlarının söylemi varsa da bence bu grup gittiği her ülkeyi çok rahatlıkla fethedebilir.
Sadece David'mi? Kenny Lyon bas gitarda ve nasıl böyle bir yetenek bu kadar gizli kalır diyorsunuz?Sadece gitar değil,ukulele,melodika çalan Kenny'e, arada takılan David bile konserlerde grup arkadaşının performansını hayranlıkla izliyor.Aslında abuk subuk müzikler yapanlara inat bize özel kalsınlar diyerek bencillik yapasım gelse de paylaşımcı ruhumla onları sevme ihtimali olduğuna inandığım arkadaşlarıma anlatıyorum.Çünkü kaliteli müzik yapanlar kazansın!..
Üst köşede müzik kutum onların İstanbul'a yazdığı şarkı Bosphorus ile başlar merak ederseniz bir tıklama yeterli.Şimdi favori şarkılarımdan liste yapıyım diycem ama bu bildiğiniz mini kitap olur.Çünkü her şarkılarında ayrı bir keyif var.
Son olarak yılan hikayesine dönen konser maceram benim için çok anlamlı ve sonrasında da özeldi.Sonraki konserlere kapı açmış olacak ki 2 saat kesintisiz müzik ve performanslarının tadı damağımda kaldı.E tabi David Arthur Brown'un sahne şovu,sempatikliği 'Canımsın'diyişini Brazzaville severler olarak David'e yakıştırıyoruz.Ona canı gönülden 'Canımızsın':) diyoruz.
Daim olsunlar,hep gelsinler İstanbul'a...
Hayal kahvesine ilk kez gittim bence çok samimi bir yer,Avrupa yakasında oturuyor olsam sürekli uğrardım buraya herhalde :)
![]() |
İlk gelen ben olunca.:) |

Konserden:
Anahtarlarımızla,ellerimizle ritm tutturdu David, çok keyifliydi. Kısa kısa o 2 performans :
Yorumlar
Yorum Gönder