Önceki süreçleri,heyecanlı bekleyişi, İngiltere vizesi alım
aşamalarını geçerek asıl mevzuya gelelim dimi:)
Nasıl anlatsam nereden başlasam geziyi birkaç parçaya ayırıp
yazmayı düşünüyorum epey bir malzeme olmuş olabilir birikmiş.Sizler de gitmek
isterseniz daha fazla faydalanmış olursunuz umarımJ
Şimdiden şunu söylemeliyim herkes gördüğü ve sevdiği ilk
yere bir sıfat verir.Aşk der, ilk göz ağrım der ben tanımımı ‘Hatırlamayı hep istediğim bir rüya’
olarak kullanacağım.
Takvimler 4 Şubat'ı gösterdi. Her şey hazır ve yolculuk
başlasın!
Kelt müziğini yazımın başına koyuyum da belki onu açıp yazıyı okumak istersiniz:)
Kelt müziğini yazımın başına koyuyum da belki onu açıp yazıyı okumak istersiniz:)
İlk yurt dışı deneyimimle ilgili ilk merak ettiğim şey tabi
ki yolculuğun nasıl geçeceği belirsizliği. Büyük Britanya sınırına girdiğimizde
özellikle son yarım saate kadar(Biraz hava muhalefeti sarsıntısı) cam kenarında
3 kişilik yerde tek başıma yolculuğun keyfi bambaşkaydı. İlkim özel olmuştu
gerçekten… Gökyüzünden Edinburgh'un ihtişamıyla duran Forth Bridge'ini görene
kadar alabildiğine bir yeşillik görüyordum.Sahi evler nerede hep yeşil mi bu
ülke demiştim beni karşılayacak tarihi görmeden önce…
Sadece ilk havaalanın da karşılanmam da İngiltere sınırlarında
olmamdan mütevellit neden geldiğim,nereye gideceğim,ne kadar kalacağım gibi
minik bir sorgu olmuştu ama o da çok güler yüzlü 2 kişi tarafından.Bu aşama
çok stressiz ve zaten öncesinde bir kart dolduruyorsunuz.
![]() |
Forth Bridge |
Hemen belirteyim abim Edinburgh’ta doktora yapıyor. Gezi pek
çok şeye vesile en önemlilerinden abimi görecek olmam,2 yıldır duyduğum bu yeri
tanıyacak olmam,bana katacakları,pek çok öğretiyle ayrılacak olmama kadar…
Not olarak belirtmem gerekirse Edinburgh İskoçlar tarafından 'Edinbra' şeklinde telaffuz ediliyor:)
Şehir de İngilizce konuşuluyor.Ama halkın yaklaşık %30'u İskoçca biliyor.1437 yılından bu yana ülkenin başkentliğini yapan şehir Eski Bölge(Old Town) ve Yeni Bölge(New Town) olarak ikiye ayrılıyor.
William Wallace'tan bahsetmeme gerek yoktur sanırım Breaveheart'ı izlemeyen,bilmeyen var mıdır ama meşhur Robbin Hood efsanesinin İskoç kahraman William Wallace'tan esinlenildiğini biliyor muydunuz?Gaydasının,viskisinin namını değinmesem de biliyorsunuzdur da Harry Potter'ın yazarı J.K. Rowling'in burada yaşadığını ve serinin ilk kitabını yine burada bulunan Elephant House'da yazdığını biliyor muydunuz? Ya da ilk James Bond Sean Connery'nin de Edinburgh'lu olduğunu. Ya da diye uzayan masal şehrinde dolaşmaya ne dersiniz?:)
Not olarak belirtmem gerekirse Edinburgh İskoçlar tarafından 'Edinbra' şeklinde telaffuz ediliyor:)
Şehir de İngilizce konuşuluyor.Ama halkın yaklaşık %30'u İskoçca biliyor.1437 yılından bu yana ülkenin başkentliğini yapan şehir Eski Bölge(Old Town) ve Yeni Bölge(New Town) olarak ikiye ayrılıyor.
William Wallace'tan bahsetmeme gerek yoktur sanırım Breaveheart'ı izlemeyen,bilmeyen var mıdır ama meşhur Robbin Hood efsanesinin İskoç kahraman William Wallace'tan esinlenildiğini biliyor muydunuz?Gaydasının,viskisinin namını değinmesem de biliyorsunuzdur da Harry Potter'ın yazarı J.K. Rowling'in burada yaşadığını ve serinin ilk kitabını yine burada bulunan Elephant House'da yazdığını biliyor muydunuz? Ya da ilk James Bond Sean Connery'nin de Edinburgh'lu olduğunu. Ya da diye uzayan masal şehrinde dolaşmaya ne dersiniz?:)
İlk iş abimin Morningside’da kaldığı yere gidip eşyaları
bırakmaktı. Abim hafta içi olduğu için okula dönecekti.
İlk 2 gün otobüs kartım olmadığı için şehri yürüyerek
keşfedecektim ki en güzel yürümek oldu iyi ki…
Çünkü şehirde değil parkta kaybolmuştum 2 kere.Bu da galiba
yaşadığım en güzel ilk deneyimlerimdendi .Uzun zamandan sonra bu kadar yeşili
görünce yüzümde kaybolduğumda dahi istemsiz mutluluk vardı.The Meadows,Bruntsfield Links,Leamington Walk,Jawbone walk... Buralar bir yeşil cennet diyeceksiniz!..
Banklar yanda da gördüğünüz gibi: 'We loving memory of a beloved brother' , 'Our Daddy's Bench Happy times remembered' gibi yazılarıyla anılarına sadık insanların bıraktıkları güzel miraslar...
İskoçlar çok yardımsever. Şuraya nasıl gidebilirimi bilmiyorlarsa bile gpslerinden bulup neredeyse sizi gideceğiniz yere bırakacak kadar güzeldi insanlar…O gün 6-6.5 saat yürümüşüm. Rekorumdu bu ve ayaklarımın ağrıdığını hissetmiyordum çünkü sokaklar,parklar o kadar güzeldi ki…
Otobüs meselesine gelirsek şehir içinde Lothian Buses kullanılıyor. Günlük bilet alacaksanız:
Single Adult: £1.50
Single Adult: £1.50
Single Child: £0.70
Adult Day Ticket: £3.50
Child Day Ticket: £2.00
Ben otobüs kartı almıştım kendime.Resminizi çekiyorlar ve türüne göre(adult,student vs.) veriyorlar. Hem belli mi olur belki tekrar gitmek isteyeceksiniz:) Haftalık dolduruyorduk £17.00 verip.Böylelikle sınırsız kullanabiliyorsunuz 1 hafta boyunca.
Ayrıntılı bilgi için internet sitesinden de inceleyebilirsiniz: http://lothianbuses.com
Ben otobüs kartı almıştım kendime.Resminizi çekiyorlar ve türüne göre(adult,student vs.) veriyorlar. Hem belli mi olur belki tekrar gitmek isteyeceksiniz:) Haftalık dolduruyorduk £17.00 verip.Böylelikle sınırsız kullanabiliyorsunuz 1 hafta boyunca.
Ayrıntılı bilgi için internet sitesinden de inceleyebilirsiniz: http://lothianbuses.com
->Değinmem gereken bir diğer konu bisikletlilere duyulan
saygı.Abim bazı bisikletlerin arabalar kadar pahalı bile olabildiğini söylediğinde çok şaşırmıştım. Ta ki bir bisikletçide fiyatları görene kadarJ
Diğerlerine göre uygun fiyatlı bu bisiklet £700.00
|
THE CANNY MAN'S:
Yine bir yer göstereceğim Morningside'da bir şeyler içmek ve sohbet etmek istiyorsanız biçilmiş kaftan-ilk sütlü çay deneyimimi yaşadığım yer:) -, özellikle dekorasyonunu çok sevdiğim,güzel insanlarla tanışmama vesile bir yer.Onlara da selam olsun bu yazıyla.İlerleyen yerlerde tekrar bahsedeceğim zaten onlardan:) (Not:İçeride resim çekmek yasak:))
Sokak Görüntüsü |
USHER HALL:
.
Edinburgh festival şehri.Dolayısıyla burada çokça kültürel aktivite mekanı görmek mümkün.Beni en çok mutlu eden şeylerden biri buydu.Çünkü malum İstanbul'da etkinlikler gece geç saatlerde bazen oturduğunuz yakanın diğer ucunda oluyor.Ama Usher Hall'da öğlen,akşam sanki zamanın her diliminde her zaman bir etkinlik var gibi.
Usher Hall Lothian Road üzerinde 1914 yılından beri konserlere ev sahipliği yapan tarihi mekan.Ayrıca burası 1972 Eurovision şarkı yarışmasına ev sahipliği yapmış. konsere gitmek istiyorsanız muhakkak görülmesi,gidilmesi
gereken bir yer.Biz St Petersburg Symphony’nin konserinde unutamayacağım bir
klasik müzik konserine gittik. Burada etkinlik fiyatları genel itibariyle tam bilet:£15.00 Öğrenci:5 ya da 10£ çocuk:£5.00 yaşlı:£13.00
FILMHOUSE CINEMA:

Ayrıca Home Street'te bulunan Cameo da sinema salonu olarak methini duyduğum bir yerdi.Özellikle sinema içi rahatlık anlamında:)
St.GEORGE CHURCH:
Princes Streetin başında bulunan bu kiliseyi ziyaret
edebilirsiniz.Ben çok beğenmiştim.
1822 yılında açılmış Glasgow'a kadar uzanan bu kanal demiryolu açılışına kadar ulaşım ağı olarak değer görürken şimdilerde huzur veren bir görüntüsüyle sabah sporlarının adresi olmuş.Çok sevdim burayı keşke evimizin yakınlarında böyle bir yer olsa İstanbul'da diyip iç çekerek:)
THE UNIVERSİTY OF EDINBURGH:
Masal şehrinin masal okulu diye tanımladığım Edinburgh üniversitesi Kral VI. James tarafından 1583 yılında kurulmuş.Günümüzde yapay zeka,nörobilim,bilişsel bilimler gibi bir çok alanda ilklere imza atmış.Dünyanın ilk klonlanmış memeli hayvanı koyun Dolly de Edinburgh üniversitesine bağlı Roslin Enstitüsü'nde klonlanmış.Mezunları arasında Charles Darwin, David Hume, Alexander Graham Bell gibi isimler bulunan Edinburgh Üniversitesi'nde, Adam Smith, Max Born, Peter Higgs de ders vermiş.Kampüsler dağılmış vaziyette.Ama ana kampüsü gezdiğimde ki şehir merkezinde muhakkak uğramanızı tavsiye ederim çok etkilenmiştim dokusundan.Eğitim kalitesi de yukarıda wikipedia alıntımda bahsettiği gibi pek çok ülkeden öğrenciyi çekmiş durumda.Aşağıda kolajladığım bir kaç resim ana kampüsündür:
St. GILES CATHEDRAL:
Bu kilise buraya geldiyseniz muhakkak görmeniz gereken bir yer.High Street'te ki bu kiliseye giriş ücretsiz sadece resim çekmek için photo ticket yanlış hatırlamıyorsam 4 pound.Taç giyme töreninin burada yapılmasından (o alan gittiğimizde kapalıydı.) Archibald Campbell,1.Marquis(1612-1650) anıtını içinde barındırmasına kadar ambiansıyla Edinburgh'un en güzel kiliselerinden.
Bir kaç açıdan çektiğim resimleriyle minik kolajım:
UNION CANAL:
1822 yılında açılmış Glasgow'a kadar uzanan bu kanal demiryolu açılışına kadar ulaşım ağı olarak değer görürken şimdilerde huzur veren bir görüntüsüyle sabah sporlarının adresi olmuş.Çok sevdim burayı keşke evimizin yakınlarında böyle bir yer olsa İstanbul'da diyip iç çekerek:)
ÜNİVERSİTELER
Edinburgh'da 4 tane üniversite bulunmakta ve üniversite öğretim yılı içinde şehirde 100.000'den fazla öğrenci yaşamakta.Bunlardan en eskisi dünyanın en saygıdeğer üniversitelerinden biri olan Edinburgh Üniversitesi.2010 yılında uluslararası üniversiteler arasında dünyanın en iyi 9.üniversitesi seçilmiş.Bu üniversite yanında şehirde 1966'da üniversite statüsü kazanan Heriot-Watt Üniversitesi,uzun yıllar politeknik eşiti yüksek eğitim okulu olan ve 1992'de tam üniversite statüsü verilen Edinburgh Napier Üniversitesi ve günümüzde Edinburgh yakınlarında 'Musselburgh,East Lothian' da kampüsü bulunan 2007'de üniversite statüsü kazanan 'Queen Margaret Üniversitesi'dir. (Kaynak:Wikipedia)
Masal şehrinin masal okulu diye tanımladığım Edinburgh üniversitesi Kral VI. James tarafından 1583 yılında kurulmuş.Günümüzde yapay zeka,nörobilim,bilişsel bilimler gibi bir çok alanda ilklere imza atmış.Dünyanın ilk klonlanmış memeli hayvanı koyun Dolly de Edinburgh üniversitesine bağlı Roslin Enstitüsü'nde klonlanmış.Mezunları arasında Charles Darwin, David Hume, Alexander Graham Bell gibi isimler bulunan Edinburgh Üniversitesi'nde, Adam Smith, Max Born, Peter Higgs de ders vermiş.Kampüsler dağılmış vaziyette.Ama ana kampüsü gezdiğimde ki şehir merkezinde muhakkak uğramanızı tavsiye ederim çok etkilenmiştim dokusundan.Eğitim kalitesi de yukarıda wikipedia alıntımda bahsettiği gibi pek çok ülkeden öğrenciyi çekmiş durumda.Aşağıda kolajladığım bir kaç resim ana kampüsündür:
HERIOT-WATT UNIVERSITY:
Abimin de doktora eğitimi aldığı Heriot Watt üniversitesi 1821 yılında kurulmuş dünyanın ilk mekanikerler enstitüsü unvanına sahip üniversite. Dubai,Orkney,Malezya'da kampüslere sahip şehir üniversitesinin Edinburgh/Riccarton'da ki ana kampüsü 380 dönüme sahip.Ben 25 numaralı otobüsle gitmiştim şehrin merkezinden geçen 45 numaralı otobüsle de ulaşabiliyorsunuz.Modern bir havaya sahip olmasıyla yeşili,maviyi üzerinde taşıyan hepsi bir arada bir kampüse sahip.Ayrıca 1971'de açılmış Avrupa'nın en eski araştırma parkını da bünyesinde bulunduruyor.
Yazımın 2.bölümünde sokaklarından,müziğinden,gidebileceğiniz onlarca güzel müzeden,etkinlikten,hayvanat bahçesi maceramdan, katılınabilecek turlardan ki benimde katıldığım Highland turundan,Rosslyn Chapel'den, restoranlardan, yemek kültürlerinden ve 1.bölümde bahsetmeyi unuttuğum yerlerden bahsetmeye çalışacağım.Yani işim aslında çok :) Aslında bu yazıyla buz dağının ufak bir kitlesini tamamlamış oldum.Bir sonraki yazım da araya zaman girebilir son sınıf telaşı olmamdan mütevellit affedin ama görmediklerimi de varsayarsak bence bir şehir içinde barındırdıklarıyla bu kadar büyük değilken bu kadar dolu olabilir...
Mutlulukla kalın.Yazının 2.bölümünde görüşmek üzere!... :)
Yorumlar
Yorum Gönder