Hayatına dokunabildiğimiz insanlar…Bazen gül olup
bazen diken olduklarımız…
Birilerinin hayatında hep gül olmak istemişimdir.Ama
diken olmayı becerdiğim hayatlarda oldu elbet.
Diken olmayı becermek.Diken olmak,kanatmak,huzursuz
etmek.
Gül olmayı becerebildiğimiz,hayatlarına girebildiğimiz
ve mutlu edebildiğimiz insanlar aynı zamanda bizimde hayatımızda güldürler de...
Diken olarak girdiğimiz,gül olarak
hissettiğimiz,bizim hayatımızdaki güllerden bellediğimiz insanlarsa işte onlar
en zoru,en acıtanı.Tıpkı zaman gibi…
Çocuksu hareketlerimiz evet çocuksu hareketlerimiz
birilerinin canını acıtabilir biz farkında olmadan.Artık dünya seksek oynarken
birinciliği hedeflediğimiz bir yer değil ki seksekte ki başarısızlıktan çok
daha büyük meseleler.
Yine böyle meselelerde aklıma getiririm
eskileri,eski güzel günleri.Değişen ne diye?Değişen ben değilim değişen dünya
da değil değişen değişmeme olgusu.Değişmedi dediğimiz her şeyin biraz daha fazla
değişmesi.
Göz yaşlarımı çok seviyorum çünkü onlar hiç hesapsız
içlerinden geldiği gibi hareket edebiliyorlar.Peki ben?Ruhuma ayrı,beynime ayrı
hareket edebilmeyi,gözyaşı gibi davranabilmeyi ne zaman öğreteceğim?
Leyla the bandin zaman şarkısında ki gibi zamana,
bilmezsin ne olduğunu vazgeç ötelerden yorma kendini,kendine gel bir düşün,ben
senim sen ben arama boşuna…
Biz zamansak ve zaman her şeyin ilacıysa neden kendi kendimizin ilacı olamıyoruz?Neden diken olduğumuz hayatları onaramıyoruz?Neden buna gücümüz yok?
Hiç kimseyi üzmeyelim,üzülelim ama üzmeyelim işte
zaman geçer yani biz geçeriz bu dünyadan bir gün gelecek zaman bitecek,gül
olmaya çalışalım.Diken olduğumuz insanların zamanı varken onları rahat
bırakalım ve uzaklaşalım onlar için,kendimiz için…
Hayatlarında diken olmayı becerdiğim herkesten özür
diliyorum.Kolayı seçmişim,keşke desem de fayda yok.Tek diyebileceğimse hayatınız,
hayatımız hep gülistan olsun…
Yorumlar
Yorum Gönder