Üniversitede ki ilk dersinizi hatırlıyor musunuz?
Ben anımsıyorum en azından Tansu hocamızla ilk dersimizi.İçeriye uzun boylu,dimdik bir adam girmişti ilk izlenim yılların verdiği tecrübeyi dik omuzlarında ve kendinden emin gözlerinde taşıyor olmasıydı. Bilim diyordu başta bilimle bağdaştırılmayacağını sandığımız bir anlatı gibi gelse de hepimiz pür dikkat zevkle dersin etkisindeydik.Yabancı kültürler, mantıklı temele ve yaşadığı deneyimlere dayandırdığı örnekler...Sonuçta bir Profesör ne var bunda deseniz de başka bir şey vardı.Bugün durup bir kez daha düşündüm anlatmaya çalıştığı şeyleri...
Çok fazla ödev verişi,sınavdan önce hazırlattığı çalışma kağıtları ve bir o kadar zekice hazırlanmış ingilizce sınav soruları,ansızın sözlü sınava tabi tutması...Hayır anlatmaya çalıştığı bizi daha bilgili yapmak adına şeylere dayalı değildi anlatmaya çalıştığı tek bir kelimeydi: "Düşünün" size sunulan ya da sizin sunduğunuz salt bilgi yetersiz ve düşünürseniz tek bir doğru olmadığını göreceksiniz ve her zaman mantıklı bir açıklaması vardır her şeyin. Mühendis bir abinin kardeşiyim ben.Bilim, iktisadi ve idari bilimlere aşina bir kavram değilse de kıymetini abimden bilirdim.Temelini dayandırdığı şeyler bilime dayalı olmalıydı.Tansu hoca neden siz aşina olmayasınız ki der gibi aslında Türkiye'de eğitim sisteminde geleceğin yöneticisi olcaksa eğer bu gençler aldıkları kararları, mesul oldukları sözleri mantıklı bir temele dayandırmalıydı diye düşündü ve uyguladı.
Yağmuru gösterirdi bakın hayatta yağmur var ve şemsiyesiz yakalanacaksınız hazır olmaya çalışın.Çünkü gerçekler o kadar kolay ve hazırlıklı gelmezler başınıza.Tabi tuttuğu sözlü ve yazılı sınavlarda bundandı.Formaliteyi gerçeğe çevirmek. İlk başlarda korku ve saygı karışık girdiğimiz dersler artık vazgeçilmez bir marka haline gelmişti.Şimdi anlıyorum ki anlattıklarının yeni iş hayatına atılan biri olarak kıymeti büyüktü.Sorgulamak ama sorgularıma anlam katmak.Hem öğrenci olmak hem öğretmen olabilmek.Hepsi benim bizim elimizdeydi.Yani bir yerlerden duyuyorsanız hocam teşekkür ederim,ederiz her şey için... Önemli olan bu hayattan gitmek değil,giderken kayda değer bir şeyler bırakabilmek...Huzurla uyuyun.
Bu yazı benim kalemimden dökülür gibi olsada bütün öğrencilerinin söylemek istediği sadece giriş cümleleridir. Herkese ithafen. Böyle mücadele etmeyi öğretecek kıymetli hocaların sayılarının artması ve gelecekte mücadelenin ne demek olduğunu daha iyi anlayabilecek öğrenciler olması temennisiyle.
Yorumlar
Yorum Gönder