Herkese merhaba,
Aylar geçti 'blogumu ihmal ettim'li bir cümleyle konuya girmek istemezdim elbette. Özellikle de yazmaya en çok ihtiyaç duyduğum bu karantina sürecinde kendimi dinleme fırsatını bana veren bir platformu ihmal etmek yolculuğumun ruhuna aykırı, bunu biliyorum.
Öyle ya en son yazımın üzerinden geçen zamanda yeni bir yıla girdik, tezim başarılı oldu yüksek lisanstan mezun oldum. Abimin yanına Almanya'ya gittim, araç kullanmayı öğrendim ve bir araç aldım, bir sürü gelişmenin üzerine bir virüs salgını dünyayı sardı ve kendimi yaklaşık 3 aydır evden çalışma sürecinde yeni normale alışmaya çalışırken buldum gibi gündem maddeleriyle dolu yeni bir serüvenin içinde olduğum dayanıklılık testi 2020 girmişti hayatıma...
Yazmak uzun bir serüven, burada olmasa da fırsat buldukça evde tüm defterlere/elektronik dokümanlara karalama sürecine karantinada da devam etmeye çalışıyorum.
Yıllar sonra bu blogu olurda sonraki kuşaklar rast gelerek okursa onlara diyeceğim şu klişe olurdu:
"Fırsatınız ve sağlığınız varken hayatın tadını çıkarın, sevin, araştırın, gezin, öğrenin, okuyun ama en çok yazın yıllar sonra sizden bir iz kalsın bu koskoca evrende…
Peki bu gece buraya geri dönüş nereden çıktı derseniz; Yazar Elizabeth Gilbert'in "Success, failure and the drive to keep creating" başlıklı Ted konuşmasında beni çok etkileyen oldukça yalın bir kısım vardı yazarın kullandığı bir metafor ile evim diye tanımladığı yazma eylemine ithafen...
"I'm not going to quit, i'm going home." Going home didn't mean returning to my family's farm. For me, going home meant returning to the work of writing because writing was my home...
I loved writing more than I loved my own ego..."
Konuşmanın tamamını aşağıya bırakıyorum:
Yazar yaşadığı başarısızlıklar, yayınevlerine gönderdiği yazıların reddedilmesi sürecini pes etmemesiyle, her başarısızlığında evi olarak tanımladığı yazmaya sığınarak aşmasını anlatıyordu. Egosunun üzerinde bir sevgiyi tanımlıyordu. İnsanın sığınacağı bir limanın önemini, Covid-19 isminde bir virüsten öğrenmeyi beklemiyordu dünya ama farkında olmadan sığındığımız pek çok liman artık yolcusunu karşılayamıyordu. Bazı kavramlar ön plana çıktıysa da en çok "Özgürlük"ün ve özgürlükle gelen değerlerin kıymetini anlamaya başladık. Uzun uzun karantina süreci ve öğretilerinden başka bir yazıda değinmek isterim.
Evime dönmek istedim. Sizleri ve yazmalarımı sizle buluşturmayı çok özledim. Bunu bir kişi bile okusa ve kendinden bir parça bularak, "Evet ben de böyle hissediyorum" dese evimde sizleri ağırlamış olmanın mutluluğunu yaşarım.
Gilbert çok haklı, adım adım "ev"imi sizlere ziyarete açmak istiyorum.
Kendinize iyi bakın,
Merhabalar. Love death robots dizisindeki -yanlış hatırlamıyorsam- 14. bölüm olan Zuma Mavi'si bölümünü müsait bir zamanda izleyebilir misiniz? Özellikle de sonuna dikkat ederek. Selamlar
YanıtlaSilModerasyonda kalmış bu yorumunuz izleyeceğim, teşekkürler ✨
SilBölümü aradan 4 yıl geçerek az önce izledim ve çok etkilendim çok benzer anlattıklarımla. Çok teşekkürler öneri için.
Sil