Ana içeriğe atla

Stajın ardından

2 ay olmuştu bugün stajda son gün geldi çattı.Ama staj serüvenimden önce bahsetmem gereken şeyler var bence:

Toplamda liseden sonra çokça staj başvurusu yapmadığım bir ilk görüşmeye çağrılma hikayem bundan 1.5 yıl kadar önce isim vermeden söylemem gerekirse hani şu hepimizin bildiği kurumsal firmalardan birineydi. Grup mülakatının sonunda ben verdiğim cevaplardan tatmin,grupta tanıştıklarım bana çıktığımda şimdiden hayırlı olsun havasındaydı. Peki ne mi olmuştu gruptan birinin tamda bu şirkette bir referansını yüksek bir sesle,onlarında aradığı bir özgüven ile dile getirmesi bilgi,beceri,yetenek skalasında değerlendirilmenin ötesine işaretti.Olsun çokta üzülmemiştim.

1 yıl sonra son sınıfa geçecek olan ben yazın tatil yapmak yerine staj arayışına girmeliyim artık diye düşündüğümde tesadüfi bir şekilde Denso ile karşılaştım. Gönüllüydü stajım zorunlu değildi. Bu elbette çoğu yere daha başvuramadan  engel teşkil etse de ben gönüllü olan her şeyin daha kıymetli olduğuna inanıyordum ve emek gücüne katkı oranında artardı böylece.Ki gönüllü olarak yaz tatilinin yerine çalışmayı tercih etmek. Bunun kıymetini bilen firmalardı vardı elbet.

Tabii bir şekilde hiç Denso Auto Parts'ı duymadım denilebilir.Otomobil parçaları üreten ve tedarik eden (daha çok klima,radyatör gibi ve başta Toyota,Fiat,Honda olmak üzere) %100 Japon sermayeli bu firmayı duymamıştım bende.Ancak araştırdığımda pazarda sahip olduğu pay çok iyiydi ama duyulma,popüler kültürün bir parçası olma fikrinden ziyade kaliteli olma güdüsünü taşıyor olmalarıyla ilgili karşılaştığım bilgilendirici yazılar mütevazı bir yerle karşı karşıya olduğumu göstermişti.(Elbette bu popülarite Avrupa'dan ziyade henüz Türkiye'de çokta eski olmayan fabrika için geçerli.)

Staj görüşmem dün gibi.İnsan olarak değer verilmekle ve bilgilerimin sorgulanmasıyla karşılandığım da ağzımda koca bir gülümsemeyle ayrılmıştım.Üstelik bence bir çalışan gibi haklara sahip olacak olmak bir stajyer için o stajın bir şeyler katacağının da göstergesidir.Olmasına çok sevinmiştim uğruna ertelediğim şeyler olması bu yüzden çok doğaldı.

3 stajyerdik, diğer 2 kişi üretimdeydi.Onların zorunluydu stajı ve otomotiv mühendisliğinde okuyorlardı. Ben İnsan Kaynaklarında olacaktım.

İlk gün yoğun bir eğitimden sonra(Bayağı bir oryantasyon çalışmaları var profesyonelce yürütülen) Kaizen, Japon kültürü, TKY yaklaşımı,tam zamanında üretim,performans değerleme sistemi,kanban çekme sistemi,mülakatlar,iş yeri uyum envanteri,aday mülakat değerlemesi,organizasyon şemaları tasarımı,oryantasyon ve sunumları ki mülakatlarda testi tek başına yönetme fırsatı ve görüşmelere katılabilmek benim için oldukça heyecanlı anlardan sadece bir kaçıydı... Kısacası okulda gördüğüm teorik bilgiyi pratikte görebilmek hatta bazılarını bizzat uygulayabilmek,İK stajyeriyken üretim hakkında da bir şeyler öğrenmek diye uzar gider bilgisel katkıları.

İnsani katkıları benim için çok daha kıymetlidir.Zira etrafınızda güler yüzlü ve katkı sağlayacağını düşündüğünüz(Not: Japon yöneticilerle ilk kez karşılaşan ben bu kadar güleç olduklarını tahmin etmezdim.) profesyonel insanlar varsa 2 ay değil 1 yıl nasıl geçer anlamamak normaldir.Bugün sürekli iletişim kurmak istediğim insanlardan ayrılmak üzücüydü ama pek çok başlangıcı en önemlisi geleceğe dair umutları getirmişti Denso bana. Kısacık ta olsa böyle bir teşekkür yazısı geldi içimden.İyi ki tanışmışım seninle Denso!..Böyle nicesiyle karşılaşabilmemiz dileğimle.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İyi ki doğdum / Versiyon 32 - Londra 🎊

32 sene. Dile kolay ve her sene için biriktirdiğim şükür sebeplerim var. Bu yıl yeni yaşın arefesinde yine özlediğim abimle kavuşmayı İsviçre’de başlatıp, Eylül’ü kapatırken akrabalarla düğün buluşması Almanya ve yeni yaşın ilk gününe planlanan Londra seyahati. Kendime verebileceğim en güzel hediye hep deneyimler oldu hayatım boyunca. Durmayı sevemedim, hareket hiç eksilmesin diledim sağlık oldukça 🙏 İyi bir insan olma gayemi farklı deneyimlerle buluşturuyorum. Geçen yıl doğum günümü Paris’te geçirirken aşk dilemiştim, elbet artık birinin varlığı ama ötesinde gördüğüm her şey de aşk, tıpkı Paris’te hissettiğim özel anlar gibi. Bu dileğim 2024’te yerini buldu diye hissediyorum. 😊 Şimdi Londra dileğimi düşününce; hayatımın; mental, ilişkisel, kariyer ve vizyonu en güçlü ve farkındalıklı yolculuğunu diliyorum.  Londra'ya gelecek olursak nefisti. Huzurlu bir Ekim ayı kattı bana. Bolca tavsiyeler çıktı hem gastronomik hem turistik. Bunları ayrı bir yazımda sizlerle paylaşacağım, ...

Hâlâ Öğreniyorum🌿

Herkesin öğrenme motivasyonu elbette farklıdır.  Kimi için bu motivasyon içsel bir keşif süreci, kimi için dışsal beklentiler ya da sosyal bağlardır. Bazıları yalnızca merak ettiği için öğrenir, bazıları bir amaç uğruna... Benim içinse bu tek bir kategoriyle sınırlanamayacak kadar çok katmanlı. Ama galiba en baskın olanı “anlam arayışı” - içten gelen, derin bir keşfetme isteği. Bazen annemin göbek bağımı üniversiteye gömdüğünden şüphe ederim. :) Yeni şeyler öğrenmeye, yeni şeyler denemeye olan merakım; yaş aldıkça azalmadı, aksine arttı. Yaşla birebir paralel ilerlemeyen bu yolculukta eminim benden çok daha meraklı, iştahlı olanlarınız da var. Derinleşmeyi savunup, tek bir uzmanlık alanında ilerlemenin doğru olduğunu düşünenler de. Ben “herkesin doğrusu kendine” diyenlerdenim. Size bir reçete veremem; "doğru malzemeler şunlardır" diyemem, çünkü bana göre herkes biricik ve herkesin formülü de kendine özgü. Ama biliyorum ki, mesleğim gereği tanıdığım ve tanıştığım pek çok ge...

La Finestra Di Fronte(Karşı Pencere)

Türk-İtalyan senarist yönetmen olan Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı bir filmi  Türk-İtalyan senarist yönetmen olan Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı bir filmi La Finestra Di Fronte yani Türkçe adıyla Karşı Pencere. Benimde zaman zaman müzik çalarımda Gocce Di Memoria'nın çalmasıyla  aklıma gelir. Sezen Aksu’nun büyüleyici sesiyle başlayan film kapanışında ise Georgia’nın seslendirdiği çok başarılı bir şarkı Gocce Di Memoria’yı kazandırmıştı hayatlarımıza. En azından benim hayatıma.Tango sahnesinde Historia de un amor ise başka bir şaheserdi notaların dile gelmesinin hikayesiyle... Bu film, karşı pencereden aşka bakmayı anlatır. Giovanna karakteri ve yasak aşkı. Karşı çıkarız kabul etmeyiz. Ama aşktır ya da ilgisizliğin ilgi arayışıdır. Başrol oyuncusuna kızarız yaptığının yanlış olduğunu düşünerek. Filmi izledikçe de sanki biraz daha anlamaya başlarız onu. İlgi duyduğu komşusu ileyken bu kez de kendisine, evine, çocuklarına karşı pencereden bakması artık hikayeyi ba...