Ana içeriğe atla

Young Guru Academy


Bir yolculuk düşünün molalarında bile sürekli paylaştığınız,duraklarında güzel insanlarla karşılaştığınız,uzaktayken bile içindeymiş hissini yaşadığınız, bittiğinde gülümseyerek anımsadığınız, uzun yolun en sevdiğiniz müziklerle ve güzel insanlarla nasıl geçtiğini anlamadığınız, bitmesini ise hiç düşünmek istemediğiniz.İşte böyle bir yolculuk olan YGA'ya hoş geldiniz.

Aslında hani MFÖ şarkısında nasıl anlatsam, nereden başlasam diyor ya Bodrum’u anlatırken bende YGA’yı anlatmaya çalışırken nasılı neredeni düşünüyorum ve bazen devam eden bu serüveni anlatmak haliyle biraz uzun sürebiliyor.

2011 Liderlik Zirvesi benim anlamlı yolculuğumun ilk durağıydı.Yani ilk kez tanıdığım güzel insanların bulunduğu tarifi zor atmosfer.Sonrasında mülakatlara internet üzerinden doldurduğum form sonucu çağrılmamla ikinci durağımda belliydi: Okulum Kocaeli Üniversitesi olduğu için 2011 mülakatlarıyla; Bursa.

Mülakat aşamasında molalarda paylaşımlarıyla beni sıcacık bir ailenin varlığı sarmıştı.Mülakatlarda, molaların devamı niteliğinde sohbetle karışık stresi duyumsamanızın zor olduğu bir ortamdı.

Seçilmemle yolculukta ailenin içinde olmakta başlamıştı.Ama açık konuşmak gerekirse bazı korkularımda vardı.İstanbul'da yaşıyor olmam Kocaeli'de okumam sorumluluk alacağım bölgeyi netleştiremiyordu.Öncelikle moderatörlük eğitimimi Bursa'da alarak Kocaeli bölgesindeydim.
Ama okulun uzak oluşu, YGA'da çözümsüz bir şey olmadığını göstermek içindi sanki bana ve İstanbul bölgedeydim.Oku Düşün Paylaş'ın ilk dönemi Bostancı Leman Kaya İlköğretim okulunda gönüllü olarak bulunmamdı.Birbirinden parlak(Parlamak sadece zeka,çalışkanlık,sosyallikle değilde birlikte başarmayı başaran çocukların varlığıyla gücünü arttıran bir şey bence.) 15 ortaokul öğrencisiyle yolunuz kesişiyor.Bir nevi her dönem bir sürü kardeşiniz oluyor bu projeyle.Birde ekibin ne demek olduğunu sahada tanıtan gönüllü dostlarınız.
Sonra Üsküdar'da,Acıbadem'de ve devam eden yolculukta proje atölye lideri olarak Büyükbakkalköy'de bulunan ortaokullarda , ve Proje Atölye Lideri olarak sürdürdüğüm en son Oku Düşün Paylaş(ODP)seferi Kavacık'ta Rüzgarlıbahçe ortaokulunda...
Hepsi çok başkaydı benim için,her birinde geçirdiğim 10-13 hafta bir sürü kazanımlara sahip olma fırsatı vermişti.Liderlik okulunu da hissettim hatta hayatımda çok önemli yere sahip çocuklarla zaman zaman çocuk olabilme imkanına da eriştim.YGA'da We Discover,We Decide,We Deliver diye tanımlanabilen bir süreçte bitmesini  istemediğiniz bir yolculuk...

Bazen sorumluluklar ağır gelir hayatınızda.Ama burada herkes birlikte ortak bir amaç için bir şeyler yapıyor. Bu yüzden sorumlulukları içtenlikle ve güler yüzle karşılayabiliyorsunuz.Üstelik maddi bir beklentiniz yok.Gönülden yapılan iş güzel olur.Zaten kazandıklarınız maddiyattan çok daha fazlası oluyor.

Şimdi 3 yıl sonra Online Atölye Liderliğinde gönüllü olarak sorumluluk alıyor olacağım.Yani yolculuk güzergahı aynı ama durakları biraz değişmiş olarak devam ediyor.Birbirinden güzel çocuklarla haftaya başlayacak serüvende buluşmanın heyecanı var sırada.

Peki Okul ve YGA ve varsa diğer aktiviteler zor olmuyor mu diyenlere şu cevabı verebilirim: Yolculuğunuz güvenli ve vardığınız yer sizi çok mutlu edecek bir yerse, çok çalışmanın ve yoğun bir programın biraz zorlanmanın size ne zararı olabilir.Geride dönüp baktığımda bir sürü güzel resim ve yıllar geçmesine rağmen hayatlarında yer edinebildiğiniz o çocuklardan gelen mesajlar,kopmayan bağlar 'iyi ki' dedirtiyor.


‘Hazır’ edersiniz tüm güzellikleri. ‘Hızır’ olursunuz güzelliklere.Sonunda ‘Huzur’u yaşarsınız birlikte.Artık ben yoktur ‘Biz’ vardır.Bencillik ‘bensizlik’ oluverir.Ve anlarsınız ki, kendine yardım etmenin en iyi yolu başkalarına yardım etmektir. 

Elbette bu uzun yolculuktan kısaca bahsedebildim.Uzunca yaşamak isterseniz, hepinize hoş geldin diyecek güzel bir aile sizi bekliyor.

‘Hayaller,onları takip edecek cesarete sahip olduğunuzda gerçekleşecekse cesaretinizi besleyen dostlarınız olsun.’     -Sinan Yaman(YGA Kurucusu)

Asıl olan, hayatınızda biz diyebileceğiniz düşüncelerinize değer veren, size inanan dostlarınız olsun. Kısacası hayal ortaklarınız çok olsun!..


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İyi ki doğdum / Versiyon 32 - Londra 🎊

32 sene. Dile kolay ve her sene için biriktirdiğim şükür sebeplerim var. Bu yıl yeni yaşın arefesinde yine özlediğim abimle kavuşmayı İsviçre’de başlatıp, Eylül’ü kapatırken akrabalarla düğün buluşması Almanya ve yeni yaşın ilk gününe planlanan Londra seyahati. Kendime verebileceğim en güzel hediye hep deneyimler oldu hayatım boyunca. Durmayı sevemedim, hareket hiç eksilmesin diledim sağlık oldukça 🙏 İyi bir insan olma gayemi farklı deneyimlerle buluşturuyorum. Geçen yıl doğum günümü Paris’te geçirirken aşk dilemiştim, elbet artık birinin varlığı ama ötesinde gördüğüm her şey de aşk, tıpkı Paris’te hissettiğim özel anlar gibi. Bu dileğim 2024’te yerini buldu diye hissediyorum. 😊 Şimdi Londra dileğimi düşününce; hayatımın; mental, ilişkisel, kariyer ve vizyonu en güçlü ve farkındalıklı yolculuğunu diliyorum.  Londra'ya gelecek olursak nefisti. Huzurlu bir Ekim ayı kattı bana. Bolca tavsiyeler çıktı hem gastronomik hem turistik. Bunları ayrı bir yazımda sizlerle paylaşacağım, ...

Hâlâ Öğreniyorum🌿

Herkesin öğrenme motivasyonu elbette farklıdır.  Kimi için bu motivasyon içsel bir keşif süreci, kimi için dışsal beklentiler ya da sosyal bağlardır. Bazıları yalnızca merak ettiği için öğrenir, bazıları bir amaç uğruna... Benim içinse bu tek bir kategoriyle sınırlanamayacak kadar çok katmanlı. Ama galiba en baskın olanı “anlam arayışı” - içten gelen, derin bir keşfetme isteği. Bazen annemin göbek bağımı üniversiteye gömdüğünden şüphe ederim. :) Yeni şeyler öğrenmeye, yeni şeyler denemeye olan merakım; yaş aldıkça azalmadı, aksine arttı. Yaşla birebir paralel ilerlemeyen bu yolculukta eminim benden çok daha meraklı, iştahlı olanlarınız da var. Derinleşmeyi savunup, tek bir uzmanlık alanında ilerlemenin doğru olduğunu düşünenler de. Ben “herkesin doğrusu kendine” diyenlerdenim. Size bir reçete veremem; "doğru malzemeler şunlardır" diyemem, çünkü bana göre herkes biricik ve herkesin formülü de kendine özgü. Ama biliyorum ki, mesleğim gereği tanıdığım ve tanıştığım pek çok ge...

La Finestra Di Fronte(Karşı Pencere)

Türk-İtalyan senarist yönetmen olan Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı bir filmi  Türk-İtalyan senarist yönetmen olan Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı bir filmi La Finestra Di Fronte yani Türkçe adıyla Karşı Pencere. Benimde zaman zaman müzik çalarımda Gocce Di Memoria'nın çalmasıyla  aklıma gelir. Sezen Aksu’nun büyüleyici sesiyle başlayan film kapanışında ise Georgia’nın seslendirdiği çok başarılı bir şarkı Gocce Di Memoria’yı kazandırmıştı hayatlarımıza. En azından benim hayatıma.Tango sahnesinde Historia de un amor ise başka bir şaheserdi notaların dile gelmesinin hikayesiyle... Bu film, karşı pencereden aşka bakmayı anlatır. Giovanna karakteri ve yasak aşkı. Karşı çıkarız kabul etmeyiz. Ama aşktır ya da ilgisizliğin ilgi arayışıdır. Başrol oyuncusuna kızarız yaptığının yanlış olduğunu düşünerek. Filmi izledikçe de sanki biraz daha anlamaya başlarız onu. İlgi duyduğu komşusu ileyken bu kez de kendisine, evine, çocuklarına karşı pencereden bakması artık hikayeyi ba...