Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kelt Müziği

KELT MÜZİĞİ Sanki güzel bir rüyadaymışsınız gibi hissettirir Kelt müziği. Her anınızda bir masal içinde, huzurla kol kola gezmek gibi...Etnik müzik kötü olur mu tabi. Kelt müziğinin ezgisini tüm Galler’de hissedersiniz. Sadece İskoçya ve İrlanda’da biraz daha çokça. Soğuk ülkelerin sıcak insanlarıdır bu müziğe dokunan. Nitekim ta oralardan buralara gelir süzülerek. Mistik bir havası vardır şarkıların hele bir de Gayda,Keman,Arp,Flüt eşlik ederse… Karadenizin tulumuna benzer aslında Gayda ve İskoçların milli çalgısıdır. Gayda da aynı tulum gibi keçi derisinden yapılan bir torbanın (tulum) içine hava üflenerek bir tür basınçlı hava kaynağı olarak kullanılması prensibine dayanır. Bu tulumun ucuna takılan kavaldan dökülür ezgiler. Başlı başına bir hikaye anlatmak için yeterlidir ama bazen ona dokunan kadife bir ses eklenince oralardan çıkar evrenselleşir adeta. Çünkü hisler ortaktır ve hislerin memleketi olmaz.   Tulum                                               

Soma maden kazası üzerine

Servisteyim eve dönüyorum.Saat 21:14.Yolculuğum güvenli eve dönüşüm belli, beni bekleyenlerin kafasında acabalar yok.Rahatım yani.Peki ya onlar?.. Dönüşünü hesaplayamadan gidenler..Soma var dillerimizde.Arkadaşlarımla konuşurken sadece Soma diyoruz, devamını getiremeyerek. Konuşamıyoruz, tıkanıyor sözcükler.Neden bugün sözcüklerimizi tüketecek kadar bekledik suçluyuz hepimiz çünkü biliyoruz birazda. Bol nedenli bir yazı olacak sanırım sonuca varamayan.Tanımadan yüreklerimize aldığımız güzel insanlara neden hoş geldin diyemeden hoşçakal dedik mesela? Acı, evlatsan her siren sesi duyduğunda babam mı acabayı düşünmek, Acı,eşsen her işe uğurlayışında kalp ritmlerinin hızlanışına tanık olmak, Acı, anneysen evladına arkasından dualarla bugünde sağ salim gelsin diye Allah'a yalvarmak, Acı, sen o işçiysen eğer bir dakika acı mı?Çalışmam gerek diyerek, 'Bana ne olursa olsun'la her gün acıya meydan okumak.Ama belki hep bastırdığın içindeki o korkuyla.'Ya...'ları düşün

Bizim Büyük Çaresizliğimiz

BİR KİTAP, BİR YAZAR, BİR FİLM... Önce filmden başlamalıyım. İlk onunla tanışmıştım: Bizim Büyük Çaresizliğimiz Bizim Büyük Çaresizliğimizi izlemem 2 yıl kadar önceydi zaten film 2011 yapımı. Aramızdan ayrılan değerli bir yönetmen Seyfi Teoman ’ın çektiği Barış Bıçakçı ’nın aynı isimli romanından uyarlanan bir film. Film, geçmişe dayalı dostlukları olan otuzlu yaşlardaki Ender ve Çetin’in yaşamlarından bir kesiti konu alıyor. Ender’i İlker Aksum ki oyunculuğunu çok sevdiğim biri, Çetin’i Fatih Al ve esas kız Nihal ’i Güneş Sayın canlandırmıştı. Ben çok sevmiştim. Çok samimiydi öyle ki farkında olmadan hayatıma pek çok şeyiyle yıllar sonra film olduğunu unutarak girdi. Sakin ’in Hamur işleri adlı şarkısı vardı filminde jeneriği olarak kullanılan. Film sayesinde ilk olarak onunla tanıştım. Dinlemediyseniz kesinlikle tavsiye ederim bu güzel grupla ve şarkılarıyla tanışmanızı. Ki zaten Bizim Büyük Çaresizliğimizle tanışırsanız hayatınıza zincirleme girecek pek çok şey

Young Guru Academy

Bir yolculuk düşünün molalarında bile sürekli paylaştığınız,duraklarında güzel insanlarla karşılaştığınız,uzaktayken bile içindeymiş hissini yaşadığınız, bittiğinde gülümseyerek anımsadığınız, uzun yolun en sevdiğiniz müziklerle ve güzel insanlarla nasıl geçtiğini anlamadığınız, bitmesini ise hiç düşünmek istemediğiniz.İşte böyle bir yolculuk olan YGA'ya hoş geldiniz. Aslında hani MFÖ şarkısında nasıl anlatsam, nereden başlasam diyor ya Bodrum’u anlatırken bende YGA’yı anlatmaya çalışırken nasılı neredeni düşünüyorum ve bazen devam eden bu serüveni anlatmak haliyle biraz uzun sürebiliyor. 2011 Liderlik Zirvesi benim anlamlı yolculuğumun ilk durağıydı.Yani ilk kez tanıdığım güzel insanların bulunduğu tarifi zor atmosfer.Sonrasında mülakatlara internet üzerinden doldurduğum form sonucu çağrılmamla ikinci durağımda belliydi: Okulum Kocaeli Üniversitesi olduğu için 2011 mülakatlarıyla; Bursa. Mülakat aşamasında molalarda paylaşımlarıyla beni sıcacık bir ailenin varlığı sarmı

La Finestra Di Fronte(Karşı Pencere)

Türk-İtalyan senarist yönetmen olan Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı bir filmi  Türk-İtalyan senarist yönetmen olan Ferzan Özpetek’in 2003 yapımı bir filmi La Finestra Di Fronte yani Türkçe adıyla Karşı Pencere. Benimde zaman zaman müzik çalarımda Gocce Di Memoria'nın çalmasıyla  aklıma gelir. Sezen Aksu’nun büyüleyici sesiyle başlayan film kapanışında ise Georgia’nın seslendirdiği çok başarılı bir şarkı Gocce Di Memoria’yı kazandırmıştı hayatlarımıza. En azından benim hayatıma.Tango sahnesinde Historia de un amor ise başka bir şaheserdi notaların dile gelmesinin hikayesiyle... Bu film, karşı pencereden aşka bakmayı anlatır. Giovanna karakteri ve yasak aşkı. Karşı çıkarız kabul etmeyiz. Ama aşktır ya da ilgisizliğin ilgi arayışıdır. Başrol oyuncusuna kızarız yaptığının yanlış olduğunu düşünerek. Filmi izledikçe de sanki biraz daha anlamaya başlarız onu. İlgi duyduğu komşusu ileyken bu kez de kendisine, evine, çocuklarına karşı pencereden bakması artık hikayeyi başkala

Hoş buldum.

Uzun zamandır yazıyorum aslında bazen bir kağıt ya da kaleme ihtiyaç duymadan.Beynimde ki çekmeceler epey dolunca serüvenim kağıtla buluşuyor.Kısa bir molayken yazmak okulda bir bülten de çıkınca( Dürbün ) uzun bir yolculuk oluverdi aniden.   Her insan biraz gizemini korurken, bir varmışız bir yokmuşuz misali bir masal gibi hissettirirken,yaşananlarda birikmişken... E o zaman Hoş bulduk! Giriş yazısının yağmurlu bir gün de olmasıysa olmasını isteyeceğim tesadüflerden. Bir sonbahar akşamı doğarken yağmuru sevmemem mümkün mü! Kısa lafın uzunu, eğer dinlenmeyi demlenerek geçiririm diyorsanız bence durmayın yazın bir yerlere.Hayatınıza kitaplar ve müzikler girdikçe yani çıktığınız keşf-i yolculuktan zevk alırken,bir de etrafınızda güzel insanlar varken en keyiflisiyle karşılaşacaksınız. Not1: Blog üst tarafında, hayatımda ki vazgeçilmezlerden olan müziği  yeni bir yolculuğa çıkmak isteyenler ya da çıktıkları yolculuğu anımsamak isteyenler için minik bir yolculuk kutusuyla içermekt