Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İyi ki doğdum, İyi ki doğduk

Geçen yıl yeni yaşımda hayatımda ki insanlara yazdığım bir yazım vardı aşağıda yer alıyor. https://birvarmisbiryokmusum.blogspot.com/2017/10/iyi-ki-dogdum-iyi-ki-dogduk.html Bu yıl uzun süredir blogda ara verdiğim (Defterler hariç..) güzel yazma eylemime yine bir yeni yaşta hatıra bırakmak istedim. Bu yıl da en az geçen yıl kadar hatta belki ondan daha çok mutlu ve umutluydum. Değişen, dönüşen pek çok şey; duygularım, yaşadıklarım, ailem, arkadaşlıklarım,  iş hayatım, bakış açım... Kısacası hikayem, hikayeme giren insanlar bu yılda bir yazıyı hak etti. Geçen yıl "Bir hikayede kesiştik seninle ve sen benim hikayeme renk kattın belki farkında, belki farkında olmadan. Değer verdin, büyüttün, öğrettin, bazen acı verse de çoğunlukla hatırımda tutacağım tatlı bir anının parçası oldun. Çünkü kalbim ve beynim seni hatıraların güzel yerlerinde tutmaya niyetlidir." demiştim ya size yine aynı şeylerden bahsetmeyeceğim bunu biliyorsunuz zaten. Ama yü

Kopenhag Seyahati ❤

Tarihler 2 Mart'ı gösterdi ve hoşgeldin Mart demenin en güzel yolu ayı başlatan unutulamayacak gezilerimiz... Ayağımın tozuyla güzel Hatay'dan döndükten biraz zaman sonra unutulamayacak bir gezinin izlerine hazırsanız başlıyorum... Şarkı seçimim İtalya'da olduğu gibi kuzeyin incisi Kopenhag sokaklarında da karşıma çıkan Coldplay, dilerseniz The Scientist'i açarak bu minik yazıyı okuyabilirsiniz. Minik diyorum zira yine pek çok satır aramı yazmaya vakit kalmadı. Faydası olması temennisiyle iyi okumalar :)                                                                                            Coldplay-The Scientist Hiç bisiklet şehri sevilmez mi? Hele bu şehir kuzeydeyse bir başkadır... Kısaltmalar: DKK: Danimarka kronu- 1 DKK: 0,632 TL Sıkça karşılaştığınız Danca kelime  " Gade ": Sokak Öncelikle sürekli parada TL çevirmesi yapmamınızı tavsiye ederim. En pahalı ülkelerden biri olsa da ayırdığınız bütçenize göre pek çok şeyi en iyisiyle de

Ölümlü Dünya filmi

Şu ara yoğunca denemeler yazıyorum, yazmak için yazmaktan ziyade eskisi gibi  içten gelişlerle, belki geçmiş bir hayali geleceğe taşımak için bilemiyorum zaman gösterecek ama bloğa da güneş doğsun, mola bitsin istedim. :) Vizyonda bir sürü film varsa da beni bilen bilir: İçerisinde sevdiğim bir oyuncu, bir senarist ya da yönetmen barındırıyorsa yanlı oluyor ve muhakkak onu izliyorum, kabul. Ama şimdiye kadar bu bakış açım beni hiç yanıltmadı. Tabi ki çok sevdiğim Ali Atay'ın Limonatası da var ilk filmi değil ama tadı başka filmi bu ve içerikten de anladığınız üzere konumuz,  Ölümlü dünya.  Üstelik bir filmi ikinci kere izliyordum, uzun zaman sonra. Kaleminde ve yönetmenliğinde sevgili Ali Atay kişisini barındıran bu film koşturdu sinemaya ve iyi ki. İki gidişimde güzel anılar barındırıyor ilki ilk gününde, ikinci izleyişim bugün de üniversite yol arkadaşlarımdan biriyleydi, pek güzel oldu. Not: Ferzan Özpetek yapımı, Serra Yılmaz yönetmenliğinde bana göre analiz/toplumsal el