Hayatına dokunabildiğimiz insanlar…Bazen gül olup bazen diken olduklarımız… Birilerinin hayatında hep gül olmak istemişimdir.Ama diken olmayı becerdiğim hayatlarda oldu elbet. Diken olmayı becermek.Diken olmak,kanatmak,huzursuz etmek. Gül olmayı becerebildiğimiz,hayatlarına girebildiğimiz ve mutlu edebildiğimiz insanlar aynı zamanda bizimde hayatımızda güldürler de... Diken olarak girdiğimiz,gül olarak hissettiğimiz,bizim hayatımızdaki güllerden bellediğimiz insanlarsa işte onlar en zoru,en acıtanı.Tıpkı zaman gibi… Çocuksu hareketlerimiz evet çocuksu hareketlerimiz birilerinin canını acıtabilir biz farkında olmadan.Artık dünya seksek oynarken birinciliği hedeflediğimiz bir yer değil ki seksekte ki başarısızlıktan çok daha büyük meseleler. Yine böyle meselelerde aklıma getiririm eskileri,eski güzel günleri.Değişen ne diye?Değişen ben değilim değişen dünya da değil değişen değişmeme olgusu.Değişmedi dediğimiz her şeyin biraz daha fazla değişmesi. Göz yaşlarım
İstanbul Üniversitesi yüksek lisans yolculuğunu bitirmiş, iş hayatında İK'cı, hayatının yarısı yolculuk olan, yazmayı, seyahat etmeyi, müziği, yemeği seven bir de etrafındaki güzel insanlarla huzurlu bir hayatı yeğleyen, zamane olamayacak kadar geçmiş yaşıyla ancak hâlâ seksek oynayacak kadar çocuk ruhuyla, hayatın ona getireceği güzelliklerin geleceğine inanıp çabalayan,hepsinden öte kısacası iyi bir insan olmaya çabalayan evrendeki milyonlarca noktadan biri.