Bir başlangıç yapacak olursam, burada ki minicik yazıların hiçbiri yazmak için yazılmadı.Her yolculuk bir hikayeyse de İstanbul trafiğinde uzun hikayeleriniz hepinizin olmuştur.Bazen uyumak yerine şekillenir onlar.İş dönüşü kulağınıza gelen bir müzik bir hikaye anlatır, siz de dinlersiniz. İşte o fondaki 3 şarkının kahramanlarının 3 küçük hikayesi: 11 Kasım- Koşarken Konuşalamayanlar Buluşmalarımız,yetişmelerimiz var koşuyoruz.Acelemiz var hep,duramıyoruz. Sabredemeyen zihinlerimize yorgun bedenlerimiz eşlik ediyor düşüyoruz.Kalkmak için mücadele ederken yine bir telaşımız var,zamanımız yok.Koşarken farkına varamıyoruz duranların. E onlarda durduramıyor tabi.Karşılaşamıyoruz,tanışamıyoruz,yetişemiyoruz,bulamıyoruz... E o kadar yolu boşuna mı koştuk diye sorgulamalarımıza bile geç kalıyoruz.Başlatmak istediklerimiz bitiyor.Cam kenarı yolculukları yapıp uyumalarımız gibi farkına varamadığımız,kaçırdığımız çokça şey. Kavuşamadıklarımız olduğu gibi konuşamadıklarımız da kalıyor.
İstanbul Üniversitesi yüksek lisans yolculuğunu bitirmiş, iş hayatında İK'cı, hayatının yarısı yolculuk olan, yazmayı, seyahat etmeyi, müziği, yemeği seven bir de etrafındaki güzel insanlarla huzurlu bir hayatı yeğleyen, zamane olamayacak kadar geçmiş yaşıyla ancak hâlâ seksek oynayacak kadar çocuk ruhuyla, hayatın ona getireceği güzelliklerin geleceğine inanıp çabalayan,hepsinden öte kısacası iyi bir insan olmaya çabalayan evrendeki milyonlarca noktadan biri.