Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ankara: Bir gri renge kaçış hikayesi

"En az yaşanan en çok hatırlanır." - Barış Bıçakçı (Veciz Sözler) 16.12.2017 saatler sabah 6'yı gösterdiğinde havaalanında çoğu insanı heyecanlandırmayan oysa benim iple çektiğim günübirlik seyahatte, seyahatin aranan ismi, en yakın arkadaşlarımdan Bersu ile unutamayacağım bir günü kendime hediye edecektim. Rötarlı bir yolculuk Aralık ayında Ankara'ya normaldi, o da ne yerler de ki kar mı? Ama bu şehir kış şehri, böylesi güzeldi ki öğleden sonra tam gezilecek hava bize hediyesiydi. ☃☄ O zaman hazırsanız değerli okuyucular, yol tarifleriyle şahsına münhasır insanların, geniş sokaklı yolların, adım başı öğrenci, adım başı memur, değişik güzergahlı minibüslerin, bütçe zamanına denk getirdiğimiz meclisin, pek çok ilkin, her durakta alışveriş merkezi olsa da keşfi bekleyen, tarihiyle etkileyen yerleriyle, (-) derecelerde olsada sıcacık karşılayan, denizi olmasa da bizi bir şeyiyle bağlayan, bir şarkı Ankara'ya hoş geldik ❤ Tavsiyemiz odur ki Tren ile s

İşe Yarar Bir Şey filmi incelemesi

                                                                                                      31.10.2017/ 00:25 -Yazı defterimden Ekim'i kapamadan bir Ayla bir işe yarar bir şey vardı meraklardaydı, giderdik. Pelin Esmer- Barış Bıçakçı ortak yazımı ( Barış Bıçakçı, bir parantezden fazlasını   hâk eder hemen her kitabını okuduğum, çok sevdiğim bu yazarla hiç görmediğim Ankara'yı bile sevmiştim... Başka bir yazımda sadece ondan bahsedeyim  ne dersiniz?) Başak Köklükaya'nın güzel oyunculuğu(Gülerken bile samimiyeti işliyordu şair rolüne hakkını verircesine...) Filme dair; sanat kaygısı olmayan, nakış gibi işlenmiş betimlemeleriyle daha çok kitap okuyormuş hissi uyandıran, bitince de bitti mi şimdi dedirten, sanatsal çokça da şiirsel bir yolculuk hikayesi, biz çok sevdik tavsiye edilir. Film kısmen bir iç muhakeme çokça kendini dinleme içeriyor. Tıpkı hayatlarımızı sığındığımız kutular ardında yaşarken, pencereden bakıp o kutuyu terk etmek isteyişlerimi

Kireçburnu-En güzel yeni yaşın ilk günü

9 Şubatta, hala en sevdiğim Türk dizilerinde ilk sırada yer alan Leyla ile Mecnun için yazdığım, http://birvarmisbiryokmusum.blogspot.com.tr/2017/02/leyla-ile-mecnun-ansna-yolculuk.html " yazıda bahsettim güzel Kireçburnu'ndan ama üzerinden epey zaman geçti. Tıpkı 2014'te Çengelköy'e hitaben yazdığım yazı gibi huzur listemde yer alan Kireçburnu'da kendisine ait küçük bir yazıyı çoktan haketmişti... Huzur listem de pek çok semt olsa da ilklerinden; Küçükyalı, Çengelköy, Kireçburnu. Biri doğduğum büyüdüğüm Küçükyalı, biri bir bağım olmasa da havasını solumaktan keyif aldığım Çengelköy diğeri de sanki bir bağım varmışcasına kendime yakın hissettiğim Kireçburnu... Not: Küçükyalı'dan da başka bir yazıda bahsederim.:) Tabi Leyla ile Mecnun'dan sonra bu semt bende daha da bir anlamlanmış olabilir. Öyle ki baştan sona izlediğim nadir dizilerden birini orada attığım her adımda hala hissedebiliyorum. O zaman yazıyı okurken bir değişiklik olsun, Ali Atay'

İyi ki doğdum, iyi ki doğduk!..

Başlarken başlığım bencilce görünse de, aslında anlatmak istediğim başlığın devamı, belki de teşekkür içerecek bu yazı ve üzerine inşa edeceğim bazı şeyler var izniniz olursa. Bugün doğum günüm. Hayatıma gelen 25.yıl, hayatımdan giden 25 yılın ilk günü. Hep daha fazlasını yapabilir, daha iyisini olabilirdim, tüm kapasitemi kullandım diyemem, bir sürü farklı hikayede kesişip bir hikayenin kahramanı olmaya çalıştım. Eksik kalanlarımı tamamlayabilirdim, herkes gibi, olması gereken, beklenen bir sürü hikayeyi yaşayamamış olmam bu başlığı yazmama engel değildi peki neden mi? İyi ki doğdum, çünkü iyi ki sizi tanıdım, belki büyüdük belki hayatımın bir dönemine şahitlik ettiniz. Bazınız beni tanıdı, bazınız anladı, bazınız geldi ve geçti hayatımdan. Bazınız hep yanımda kalırken, bazınız istemeden uzağıma düştü. Bazınız hikayesine ortak etti, bazınız ise misafir... Hepinizden çok şey öğrendim bu yüzdendir hepinize ayrı ayrı teşekkür etmem gerekiyordu, Aslı'mı tamamlayan hepinize duydu

Milano & Siena Seyahati

          Bonjorno :)  Turda ilk kısa durağımız, benim için İtalya'da tekrar giderim de ne yazık ki sonlarda olansa da, Lombardiya'nın başkenti, İtalya'nın en zengin, en gelişmiş 2., kuzeyin lüks, ihtişam barındıran renkli şehri, Önemli iki futbol takımının memleketi; İnter ve Milan (Rehberimiz Milan takımının Çinlilere satıldığını bundan dolayı İtalyanların yavaş yavaş Milan'ı tutmaktan vazgeçtiklerini belirtmişti, dipnot olsun :)) Tüm heybetiyle devasa katedral, Duamo di Milano , Bu katedral şehrin göbeğinde belki de en çok etkileyecek ihtişama sahip tüm benliğiyle karşınızda, öyle ki kadrajınıza zor sığacak. :)  Yürüyen moda, dünyanın en eski alışveriş merkezlerinden, benimse alışveriş vitrinlerinden ziyade o ambiyans ve kubbe işlemelerine hayran kaldığım,  Galleria Vittorio Emanuele II , Prada, Gucci, Georgia Armani, Versace gibi dünyaca ünlü pek çok mağazayı barındırıyor, meraklısına duyurulur :)  Yine meydanda müziğin tadını

Yorgunluk

Yıllar oldu Adana gezimizden pek severim bu fotoğrafı,  huzurlu bir giriş gibi. Bazen yoruluyoruz, o bazen, ara sıra, sık sık oluyor. Sıklık zarfları değişiyor da değişmeyen yorgunluk... Kuşaklar arası yorgunluk kat sayısı tartışılıyor. Bizler yorgunluğu cümle içinde kullanmaması gereken kuşaktanız ya, daha çok yorulacağımız yol var çünkü. Yine de çıktığımız yol bile yorgunluğu ilmek ilmek anlatıyor. Yıllar geçiyor, bazen karşılaşıyoruz  yıllar öncekilerle, yorgunuz ya yıllardır karşılaşamamamız da bu yüzden... Evden dışarı çıkmak istemiyoruz, Sakin'in hamur işleri şarkısındaki gibi, yüksek sesle içimizden çığırıyoruz "Kapıyı açasım yok dışarı çıkasım daaaaa" e çünkü yorgunuz. Yine de bazen çıkıyoruz, geziyoruz, koşuyoruz sanki nefes almaya açız, durmuyoruz yoruluyoruz. Birileri bir şeyler anlatıyor, anlamıyoruz, anlamlandıramıyoruz yorgunluk o kadar ağır ki kaldıramıyoruz, küsüyoruz o birilerine, birşeylere. Küstüklerimiz sırtımızda taşımaya başladığımı

Eternity and a Day film incelemesi

Yine bu hafta ödevim bir film bir iç analiz. İyi ki... Dersim, Çatışma Yönetimi. Hocamız zaman zaman izlediğini söylemişti filmi, her izleyiş başka yolculuk demişti, izleyince anladım. Çoğu kez farkında olmadan iç sorgu dünyamıza yolculuğumuzu çok güzel anlatan bir filmmiş Eternity and a day. Geçte olsa tanıştım, siz de tanışın isterim... Not: Yazım haliyle filmden parçalar içerecektir. İzledikten sonra okumak tercihiniz de çok normal olacaktır. Film 1998 yılı, Yunan Yapımı. O yıl Cannes Film festivalinde altın palmiye kazanmış. Eleni Karaindrou'nun o hepimizin bildiği şarkısı meğer bu güzel esere yazılmış. Onu açın ve öyle dalın iç dünyanızın, yarının ne kadar süreceği sorgusuna... Eleni Karaindrou-Eternity and a day film müziği "Batık şehirle ilgili ne biliyorsun? Büyük babam, o mutlu şehrin bir depremde battığını ve asırlardır denizin dibinde uyuduğunu söylüyor. Sadece ayda bir kez sudan çıkarmış, çok kısa süreliğine... Ve her şey dururmuş o zaman. Zaman bil

Leyla ile Mecnun dizisi

Genel olarak yazmaya olmasa da bloga yazmaya çok ara verdiğimin farkındayım. Bu yazıyla böyle anlamlı bir günde ( Not: 9 Şubat 2011 Leyla ile Mecnun'un yayın hayatına başladığı gün.) arayı sona erdirmek güzel oldu. Sizleri de özledim...       → 7 yıl önce bugündü. Üniversiteye başlamamın üzerinden 5 ay geçmişti henüz. Televizyonda diziyi açtı abim. İlk bölüm. Bir diziydi işte alelade başlayan.... 7 yıl önceden başlarsam, kitaba kadar yolu var. Geçen 7 yıl, bize kazandırdıkları, anlamlandırdıkları ile ilgili neden bahsedeceğimi biliyorsunuz zaten.      → 2 yıl önce yazdı. Kireçburnu hayatımda İstanbul'da yaşıyor olmama rağmen görmediğim bir eksiklikti.Belki hayatıma giren bir dizi anlattı hikayesini ondandı anlamı ve en yakın arkadaşlarımdan biri bu eksik zinciri kırmıştı.       → 5 gün önceydi. O hikayenin yoluna tekrar düşmüştük. Onları çok özlediğimi hissediyordum. Eksik bir şeyler vardı hayatımızda...  Ey zaman bilmez misin ettiklerini?  Mesela bir Pazart