Tarihler 2 Mart'ı gösterdi ve hoşgeldin Mart demenin en güzel yolu ayı başlatan unutulamayacak gezilerimiz...
Ayağımın tozuyla güzel Hatay'dan döndükten biraz zaman sonra unutulamayacak bir gezinin izlerine hazırsanız başlıyorum...
Şarkı seçimim İtalya'da olduğu gibi kuzeyin incisi Kopenhag sokaklarında da karşıma çıkan Coldplay, dilerseniz The Scientist'i açarak bu minik yazıyı okuyabilirsiniz. Minik diyorum zira yine pek çok satır aramı yazmaya vakit kalmadı. Faydası olması temennisiyle iyi okumalar :)
Kısaltmalar: DKK: Danimarka kronu- 1 DKK: 0,632 TL
Sıkça karşılaştığınız Danca kelime "Gade": Sokak
Öncelikle sürekli parada TL çevirmesi yapmamınızı tavsiye ederim. En pahalı ülkelerden biri olsa da ayırdığınız bütçenize göre pek çok şeyi en iyisiyle de yaşayabilirsiniz. Umarım yazım herkes için faydalı olur :)
Vize süreci: Seyahate 1 ay kala Danimarka vizesine başvurduk ve seyahate 2 gün kala pasaportlarımızı teslim aldık. Belki süreç bu kadar uzamazdı belki de vizeye erken başvurduk konsolosluk seyahate yakın durumu bildirdi. Bu noktada size kalıcı bir tavsiyem olamayacak ama bana 6 ay, Bersu'ya 3 ay vize veren sevgili Danimarka o kadar bekletsen de seni seviyoruz. ❤
Uçak yolculuğu-Pegasus: 24 Kasım-Free Friday'in en güzel hediyesi. Gidiş dönüş: 450 TL uçak bileti.
3,5 saat diye yola çıktıysakda rötar, hava trafiği, hava muhalefeti derken 13.00'de oradaydık ve Türkiye saatine göre 2 saat geri olduğu için saati buna göre bir uçuş planlaması yapabilirsiniz.
Hotel Wakeup Copenhagen (Carsten Niersburs Gade 11 1577): Havaalanı oldukça büyük bizse hemen otele gidip yüklerimizi bırakmanın mutlu telaşıyla harekete geçtik. Makineden metro bileti aldık. (Dot: Bilet 1,5 saat geçerli- 1 Voksen(Kişi) 36 DKK)
Ulaşım günlük City Pass(24 saat) : Kişi başı 80 DKK (Biz 2.gün bir günlük bilet alıp, gezmeyi daha mantıklı bulduk.)
Otel Ücreti: Kişi başı 975 DKK (3 gece)- Booking rezervasyonundan sonra kredi kartınızla otelde ödeme yapabilirsiniz.
Biz otelden çok memnun kaldık. Tivoliye ve tren istasyonuna yürüme mesafesinin yanı sıra şehir merkezine de otelden yürüyerek ulaştık tabi hava muhalefeti biraz zorlayabilir ama yürümeyi çok seven iki insanı zorlayamadı :)

Ayağımın tozuyla güzel Hatay'dan döndükten biraz zaman sonra unutulamayacak bir gezinin izlerine hazırsanız başlıyorum...
Şarkı seçimim İtalya'da olduğu gibi kuzeyin incisi Kopenhag sokaklarında da karşıma çıkan Coldplay, dilerseniz The Scientist'i açarak bu minik yazıyı okuyabilirsiniz. Minik diyorum zira yine pek çok satır aramı yazmaya vakit kalmadı. Faydası olması temennisiyle iyi okumalar :)
Coldplay-The Scientist
Hiç bisiklet şehri sevilmez mi? Hele bu şehir kuzeydeyse bir başkadır...
Kısaltmalar: DKK: Danimarka kronu- 1 DKK: 0,632 TL
Sıkça karşılaştığınız Danca kelime "Gade": Sokak
Öncelikle sürekli parada TL çevirmesi yapmamınızı tavsiye ederim. En pahalı ülkelerden biri olsa da ayırdığınız bütçenize göre pek çok şeyi en iyisiyle de yaşayabilirsiniz. Umarım yazım herkes için faydalı olur :)
Vize süreci: Seyahate 1 ay kala Danimarka vizesine başvurduk ve seyahate 2 gün kala pasaportlarımızı teslim aldık. Belki süreç bu kadar uzamazdı belki de vizeye erken başvurduk konsolosluk seyahate yakın durumu bildirdi. Bu noktada size kalıcı bir tavsiyem olamayacak ama bana 6 ay, Bersu'ya 3 ay vize veren sevgili Danimarka o kadar bekletsen de seni seviyoruz. ❤
Uçak yolculuğu-Pegasus: 24 Kasım-Free Friday'in en güzel hediyesi. Gidiş dönüş: 450 TL uçak bileti.
3,5 saat diye yola çıktıysakda rötar, hava trafiği, hava muhalefeti derken 13.00'de oradaydık ve Türkiye saatine göre 2 saat geri olduğu için saati buna göre bir uçuş planlaması yapabilirsiniz.
Hotel Wakeup Copenhagen (Carsten Niersburs Gade 11 1577): Havaalanı oldukça büyük bizse hemen otele gidip yüklerimizi bırakmanın mutlu telaşıyla harekete geçtik. Makineden metro bileti aldık. (Dot: Bilet 1,5 saat geçerli- 1 Voksen(Kişi) 36 DKK)
Ulaşım günlük City Pass(24 saat) : Kişi başı 80 DKK (Biz 2.gün bir günlük bilet alıp, gezmeyi daha mantıklı bulduk.)
![]() |
Fotoğraf booking.com'dan alınmıştır. |
![]() |
Tivoli Bahçeleri |

Tivoli'nin Mart'ın 24'ü gibi açılacak olması üzücüydü ama az da olsa gördük sayılır hele akşam renkli ışıklarla çok daha güzel görünüyordu. Nasıl gördünüz diye sormayın biraz çılgınız ki o uğurda selfie çubuğumu Kopenhag'a hediye ettim :) Belki bir daha ki sefere açık olur...
Otele ulaşmak için Norreport metro durağından Dybolsbro tren istasyonuna (Fisketorvet-Alışveriş merkezi) ulaşmanız gerekiyor.Zaten bu noktadan sonra şehrin bir kısmına ulaşım oldukça kolay.
Fisketorvet demişken alışveriş merkezine de ufak değineyim madem; Foetex marketten, geniş ürün yelpazesiyle yiyecek alabililirsiniz. Ama buranın Bimi ne diye sorarsanız: Alman market Lidl. Biz genelde sularımızı ve yiyeceklerimizi buradan aldık. (Su: 2,45 kron)
Su demişken detay vermeyi severim. Her seyahat fazla detay içerir zaten. Aşağıda gördüğünüz su firması ünlü. Mineralli su demek Almanya'yı akla getirse de Kopenhag'da fazlasıyla mineralli su cenneti. Benim gibi gazsız, doğal su içmek istiyorsanız Uden brus(gazsız) ya da med brus(hafif gazlı) suyu tercih edin. Med brustan gazlı su içemiyorsanız uzak durun benden söylemesi :)
Bog & Ide'den de kırtasiye alışverişi yapabilirsiniz, biz yazmayı ve okumayı seven iki arkadaş fazlasıyla memnun kaldık.(1 ayraç, 2 kalem, 1 not defteri,1 kalemtraş 55,00 DKK :)) Bir de 7 Eleven var bu marketler de fiyat- kalite oranı açısından oldukça başarılı.
Gelelim artık bu masalsı şehri gezmeye. Burada her yer tarih, her yer fotoğraf, her yer müze, devasa kilise. Şu meşhur bu meşhur demenize gerek yok yapıların hepsi kendine has dokusuyla muazzam.


Amagertorv:
Lüks mağazalarında bulunduğu güzel meydanı. Stroget'e uğramalısınız zira dünyanın en uzun alışveriş caddelerinden bura.
Müzikse her yerde. ❤ Hatta trene giden asansörden tutun otobüslere kadar. Hepsinden bir kanıtım var ama bu yazı o zaman günlerce sürer gider. Aşağıya küçük bir parçasını bırakıyım.


Church of our Saviour (Sankt Annæ Gade 29):
Nerden baksak sabahta akşamda gördük sanki kurtarıcı kilisesini değişik spiral kubbeli bir ihtişam. Cristiania'ya da yakın olduğundan burdan şehir kuşbakışı izlenir. Kule ziyarete, kış olduğundan kapalı ama yazın giderseniz bu bahsettiğim iki kiliseyi görmeden döneceğinizi sanmıyorum. Yanından epey geçtiğimiz kilise aşağıda fotoğrafladığım gibi:
Not: Gözetleme kulesi Round kuleye gittik ama çıkmadık. Bu da alternatif olarak yapabilecekleriniz arasındadır.
Vivaldi Cafe:
Şanslıyız çünkü kaldığımız otele çok yakındı. Allah'ım öyle bir sıcak çikolata içtik ki diyerek burada noktalıyorum. Bence kesinlikle gidin, keyif yapmalık yer :) (Sıcak çikolata 42 kron diğer kahveler için menüyü çekmiştim. Hamburger-Cheeseburger: 129-159 kron, Pizza: 100 kron)
Cristiania:
Cristianshavn metro durağında indikten sonra ya da 2A otobüse veyahut başka alternatifle de ulaşabileceğiniz, Kopenhag'a geldiğinizde kesinlikle görmeden gidilmemesi gereken kendi kanunlarını koymuş, enterasan özerk bölge Cristiania ya da Bevar Cristiania(Cristiania'yı koruyun) Korkulacak bir durum yok burası da Kopenhag'ın muhteşem ara sokakları kadar güvenli. Test edildi onaylandı :)
Nvhavn:
Sarayları, müzeleri, pek çok yeri atlayarak yazımın sonunda Nyhavn ile noktalamak iskender üzerine künefe etkisi oluşturur diye düşünüyorum :)
Cap Horn:
Çok keyif aldık, İskandinav kültürü sentezli bu restoranda bir soluklanıp, bize de denk gelen canlı müzikle tadından yenmez anlar geçirebilirsiniz. 1 Kruvasan: 25 Kron 1 demlik çay(yeşil,siyah): 35 kron
İsveç'te görüşmek üzere. Yarın ki Belgrad seyahatimden sonra kaleme alacağım kısacık ama tadı damakta kalan harika bir Malmö seyahati gecikmeli de olsa sizleri bekliyor olacak :)
Fisketorvet demişken alışveriş merkezine de ufak değineyim madem; Foetex marketten, geniş ürün yelpazesiyle yiyecek alabililirsiniz. Ama buranın Bimi ne diye sorarsanız: Alman market Lidl. Biz genelde sularımızı ve yiyeceklerimizi buradan aldık. (Su: 2,45 kron)
Su demişken detay vermeyi severim. Her seyahat fazla detay içerir zaten. Aşağıda gördüğünüz su firması ünlü. Mineralli su demek Almanya'yı akla getirse de Kopenhag'da fazlasıyla mineralli su cenneti. Benim gibi gazsız, doğal su içmek istiyorsanız Uden brus(gazsız) ya da med brus(hafif gazlı) suyu tercih edin. Med brustan gazlı su içemiyorsanız uzak durun benden söylemesi :)
Bog & Ide'den de kırtasiye alışverişi yapabilirsiniz, biz yazmayı ve okumayı seven iki arkadaş fazlasıyla memnun kaldık.(1 ayraç, 2 kalem, 1 not defteri,1 kalemtraş 55,00 DKK :)) Bir de 7 Eleven var bu marketler de fiyat- kalite oranı açısından oldukça başarılı.
Gelelim artık bu masalsı şehri gezmeye. Burada her yer tarih, her yer fotoğraf, her yer müze, devasa kilise. Şu meşhur bu meşhur demenize gerek yok yapıların hepsi kendine has dokusuyla muazzam.


Kitapçılar çok güzel devasa ve çok çeşitli kitaplar bulunsa da kültür ve sanatın yemek, ulaşım ve konaklamadan daha pahalı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Amagertorv:
Lüks mağazalarında bulunduğu güzel meydanı. Stroget'e uğramalısınız zira dünyanın en uzun alışveriş caddelerinden bura.
Müzikse her yerde. ❤ Hatta trene giden asansörden tutun otobüslere kadar. Hepsinden bir kanıtım var ama bu yazı o zaman günlerce sürer gider. Aşağıya küçük bir parçasını bırakıyım.
Dükkanlarda çok şık. Ama bir çikolata dükkanına girmiştik, Aman Allah'ım fiyatlardan bahsetmek istemiyorum. :)
Metro durakları: Bence sarı hat üzerinde ki her durakta inip gezebilir, yapacak bir şey bulabilirsiniz. Biz belli bölgelerde takıldık. Bir daha umarım yolum düşerse Frederiksberg'den sonraki alanları da ziyaret etmek isterim. Deniz kızına kadar gitmedik ancak çok şey kaçırmadığımız söyleniyor. Vikingler sembolik olarak her yerde, Andersen masallarıysa zaten sürekli size eşlik ediyor.
Hadi akşam yemeğine. Bir klasik Hard Rock Cafe. Ama bu diğer gördüğüm ülkelere göre çok daha başarılıydı bence. Önce bir hamburger mi yaa diye üzülen bünyem lezzetli bir yemek yeme mutluluğuyla ayrılcaktı. Bersu'dan bir memnuniyet anketi doldurmasını isteyen garson %10 indirim yaptı ve kişi başı 150 kron yerine 135 kron ödedik ama yıl olmuştur böyle güzel hamburger yememiştim. Tavsiye edilir. (Burdan sevgili diyetisyen doktoruma sesleniyorum epey yürüdük hocam, sıkıntı olmadı :))


Tabi Türkler her yerde aşağıda örnekleri bulabilirsiniz bazılarına epey şaşırdık.
Kebapçılar pek çok Avrupa ülkesinde ki gibi her yerde ama Krystalgade'de bir Ankara restoran gördük ki tam Ankara'nın sokağı gibi bir yerde tok olmasak Bersu'yu sürüklerdim içeri. :) Araştırmalarıma göre yemekler Türk yemeklerini özleyenler için oldukça başarılı, açık büfe kültürü de var daha ne olsun :) Adres: Krystalgade 8-10, 1172 Detaylı menü fiyatları için internet sitesi: http://www.ankaracity.dk/
Meyan kökü çubukları ve her çeşit renk renk şekerler -Malaco Stjerner:
Bu arada yemeklerden gidiyorken bilen bilir yemeğe hassasiyetimi. Güzel yemek ve tatlı nerde olsa imkanım varken gidebilecek kadar :) Burası bir şeker cenneti. Bersu'nun kendini kaybetmesi çok normaldi. :) Marketlerde haribo çeşitleri ve Malaco stjerner. İkimiz içinde Fringe dizisinin anlamı fazladır. O daha önce bolca yemiş Walter karakterinin en sevdiklerinden, bende yeme fırsatı bulmuş oldum. :) (Açık şekerlemelerden de alabilirsiniz 100 gr: 10 kron civarı)
Kopenhag'a dair anlatacaklarım 3,5 günlük bir seyahat olmasına rağmen sayfalarca sürebilir. O yüzden bazı detayları atlayabilirim ama keşifler her sokakta sizi bekliyor olacak öyle ki şimdi ki konumuz bir sokak arası Kilisesi ve etkileyici ambiansı. Öyle bir özelliği yok bir yer ararken girdik. O kadar ki adına bile bakmamışız. Bulursanız direk girin :)
Frederick's Church (Frederiksgade 4, 1265)
Roma'da ki Aziz Petrus Katedrali'ni andırmıştı bana ordan ilham alınmış meğer :) İskandinavya'nın en büyük kubbesine sahip bu kilise dışardan görüntüsüyle oldukça ihtişamlı. E ziyaret ettik bizde :)
Nerden baksak sabahta akşamda gördük sanki kurtarıcı kilisesini değişik spiral kubbeli bir ihtişam. Cristiania'ya da yakın olduğundan burdan şehir kuşbakışı izlenir. Kule ziyarete, kış olduğundan kapalı ama yazın giderseniz bu bahsettiğim iki kiliseyi görmeden döneceğinizi sanmıyorum. Yanından epey geçtiğimiz kilise aşağıda fotoğrafladığım gibi:
Not: Gözetleme kulesi Round kuleye gittik ama çıkmadık. Bu da alternatif olarak yapabilecekleriniz arasındadır.
Vivaldi Cafe:
Şanslıyız çünkü kaldığımız otele çok yakındı. Allah'ım öyle bir sıcak çikolata içtik ki diyerek burada noktalıyorum. Bence kesinlikle gidin, keyif yapmalık yer :) (Sıcak çikolata 42 kron diğer kahveler için menüyü çekmiştim. Hamburger-Cheeseburger: 129-159 kron, Pizza: 100 kron)
Fredericiagade:
"Allah'ım ne güzel sokak" diyorum da her sokağı güzel, ne çok yürüdük ama iyi ki geldik dediğimiz noktalardan.
Cristianshavn metro durağında indikten sonra ya da 2A otobüse veyahut başka alternatifle de ulaşabileceğiniz, Kopenhag'a geldiğinizde kesinlikle görmeden gidilmemesi gereken kendi kanunlarını koymuş, enterasan özerk bölge Cristiania ya da Bevar Cristiania(Cristiania'yı koruyun) Korkulacak bir durum yok burası da Kopenhag'ın muhteşem ara sokakları kadar güvenli. Test edildi onaylandı :)
Nvhavn:
Sarayları, müzeleri, pek çok yeri atlayarak yazımın sonunda Nyhavn ile noktalamak iskender üzerine künefe etkisi oluşturur diye düşünüyorum :)
Cap Horn:
Çok keyif aldık, İskandinav kültürü sentezli bu restoranda bir soluklanıp, bize de denk gelen canlı müzikle tadından yenmez anlar geçirebilirsiniz. 1 Kruvasan: 25 Kron 1 demlik çay(yeşil,siyah): 35 kron
Rajissimo:
Stick Waffle. Nyvhavn'da soluklanmanın tatlı bir yolu. (55 kron)
Ve Nyhavn manzarası ile final yapalım o zaman. İnanılmaz rüzgar vardı ve en çok burada donsakta pes etmedik. Burası zaten Kopenhag'ın sembollerinden, turistik bölgesi, fotoğrafların baş kahramanlarından ama liman kenti olmasından dolayı her kanalı güzel, her sokak arası sürpriz, her mevsim anlamlı kılınacak bir şeyler bulacaksınız. Ama karı da çok özlemiştik iyi oldu.
Mutlu seyahatler ❤
Yorumlar
Yorum Gönder